Hâlâ deprem çarpıtmaları

"Otoriter rejim"de "tâlimatlı yargı" üzerinden siyasî rakiplerini tasfiye operasyonlarıyla demokrasi ve hukuka kasteden Saray iktidarı, "âfette siyaset" felâketiyle kalmıyor; bir yığın dezenformasyon ve manipülasyonla yirmi üç yıllık siyasî iktidarın vahim deprem suçları karambola getiriliyor.

Bunların başında sadece 4 gökdelenin olduğu ancak AKP iktidarında 257 gökdelen dikildiği İstanbul'da çadırların, konteynerlerin, sahra hastanelerinin, jeneratörlerin kurulabileceği "âfet-deprem toplanma alanları"nın çirkin yapılaşmaya açılması geliyor.

Görünen o ki Cumhurbaşkanı, "İstanbul'da on binlercesi var" derken, yüksek binaların arasındaki boş alanlar, kavşaklar, küçük parklar, cami avluları, okul bahçeleri ve kamu binaları "deprem toplanma alanı" gösterilmiş.

Parkların, askerî alanların ranta açıldığı İstanbul'da 99 Marmara Depremi'nden sonrası oluşturulan 943 "deprem toplanma alanı"nın dörtte üçünde, kalan 110 "deprem toplanma alanı"nın yüzde 95'inde AVM, rezidans, kule, plaza yapılarak ortadan kaldırılmış, sığınılacak arazi bırakılmamış. Bu konuda muhalefetin Meclis'te verdiği bütün önergeler AKP-MHP oylarıyla reddedilmiş.

"KENTSEL DÖNÜŞÜM", "KENTSEL RANT"

Bilindiği gibi öncelikle 1999 depremi sonrası ülkedeki fay hatlarının, deprem bölgelerinde zemin etüdü raporlarıyla riskli alanların belirlenmesi için kurulan Ulusal Deprem Konseyi kaldırıldı. Kandilli Rasathanesi'nin önemli yetkileri alınıp siyasî iktidarın direktifiyle ancak âfete müdahale eden AFAD'a verildi. Keza 2012'de çıkarılan bir diğer "rant yasası"yla meslek odalarının, belediyelerin inşaat denetim yetkisi kaldırılıp Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlandı.