"İktidara iliştirilmiş yandaşlar"a uzanan "uyuşturucu operasyonları", son sekiz yılı "tek kişilik hükûmet'le"de geçen 23 yıllık AKP iktidarı yeni siyasî komplolar peşinde.
Bir yandan "süreç" perdesinde terörist başına "umut hakkı"yla terör örgütü militanlarının serbest bırakılmasına karşı 19 Mart yargı operasyonlarıyla delilleri olmadan, iddianameleri hazırlanmadan, uyduruk "gizli tanıklar"ın şantajlarıyla, "etkin pişmanlık"tan yararlandırılan "itirafçılar"ın iftiralarıyla muhalefetten seçilmiş belediye başkanları, bürokratların yanısıra siyasetçilerin, gazetecilerin aylardır hapiste tutulmasının hiçbir hukukî izahı yapılmamış.
ÜLKENİN GÜNDEMİ KARARTILIYOR...
Keza gittikçe derinleşen ekonomik çöküşe çâre bulunamıyor. Duvara toslayan "dış poliltika"da SDG'nin "fiilî özerklik / federasyon" çıkışıyla iflas eden "Suriye politikası"nın, topraklarının yüzde 30'unu işgal edip bombaladığı başşehir Şam'ı yirmi kilometreden kuşatan ve hâlen Gazze'de soykırımı sürdüren İsrail'le ticaret tam gaz devam ediyor.
Seçim kampanyalarında propagandası yapılan "Kaan uçakları"nın motorlarıyla, 2.5 milyar dolar ödenen F-35'lerin verilmeyişi, F-16'ların modernize edilmeyişi gibi Ankara yakınlarına kadar uzanan İHA'ların önlenemeyişi "savunma sanayiinde devrim" laflarını boşa çıkarıyor.
En önemlisi, yolsuzluklarla, hırsızlıklarla, irtikâpla, ihaleye fesat karıştırmakla, kamu malını partizanca peşkeşle pik yapan ahlâkî çürüme, spor câmiasına bahis operasyonlarıyla, sanatçılara, siyasi iktidarın güdümündeki medya mensuplarına "uyuşturucu operasyonları"yla gündemin saptırılması.
Özetle, devlet kurumlarının, Emniyetin, BM Ulusla-rarası Uyuşturucu ve Suç Ofisi'nin yıllık "Dünya Uyuşturucu Raporları"nda her çeşit uyuşturucuda Türkiye'nin "narko ülke" girdabına düşürüldüğün tescilleniyor.
Avrupa ülkeleri arasında Türkiye'de uyuşturucu kaçakçılığı, ticareti, satışı ve kullanımı ile kötü madde bağımlığının vahim bir biçimde artması, Sağlık Bakanlığı verileriyle tedavi görenlerin sayısının yedi kat katlanması fecaati teyid ediliyor.
Bundandır ki "muhâfazakârlık" iddiasındaki AKP iktidarında içki ve uyuşturucu kullanımının sokaklara, okul kapılarına kadar inmesi ve cezaevlerinde hükümlü ve tutukluların katlanmasıyla toplumun sosyal patlama raddesine gelmesi karartılıyor.
Belli ki "iktidar cephesi", ülkenin gerçek yakıcı problemlerinin tartışılmasını istemiyor.

15