Deprem şâibeleri derinleşiyor

Üzerinden bir yıl geçen on ildeki 7.7 ve 7.6'lık iki büyük depremin yıktığı deprem bölgesinde insanlar moloz yığınları arasında suyu, elektriği olmayan çadırlarda, konteynır kentlerde kalırken, iktidardakilerin ve "iktidara iliştirilmiş yandaş medya"nın "deprem yaralarının sarıldığı" çarpıtmaları devam ediyor.

Aslında "iktidar cephesi"nce baştan beri tam bir yanıltma yapılıyor. Daha depremin ikinci ayında dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı'nın, enkazın altından çığlık çığlığa "sesimizi duyan yok mu" feryatlarına rağmen ilk üç, hatta dört günde arama kurtarma ekiplerinin yıkılan binalara ulaştırılamadığına, bu sebeple on binlerin can verdiğine bakmadan "Cumhurbaşkanımızın tâlimatıyla ilk anda orada idik, deprem bölgesinde hayat normale döndü" diye konuşması "pes" dedirtti.

Siyasi saptırmalar tam gaz sürüyor. Ve en büyük çarpıtma, hâlen vefat ve yaralı sayısı üzerinde yapılıyor. Resmi mercilerce "53 bin 507 vefat ve 107 bin yaralı" olduğu duyurulurken, gerçek vefat sayısının bunun birkaç katı olduğu birçok yönüyle ortaya çıkıyor.

İSTİFHAMLAR DAHA DA ARTIYOR...

Yapılan araştırmalarda yaklaşık 700 bin konutun ağır ve orta hasarlı olarak kullanılamaz hale geldiği depremden sonra 300 bin GSM abonesinin cep telefonunun, 183 bin kredi kartının hiç kullanılmaması, bu hususta da millete doğru bilgi verilmediğini ortaya koyuyor.

Depremin ilk günlerinde Gaziantep'e koordinatör olarak atanan Valinin, "Yaşadığımız afet çok büyük bir afet. Nurdağı ilçesini komple yıkıyoruz. Tamamını, yüzde yüzünü yıkıyoruz. Şu anda 150 ölü çıkan apartman var. Kusura bakmayın, belki geç geldim, ama durum bildiğinizden çok daha vahim. Açıklanan rakamlardan en az 3-4, belki 5 kat daha kötü" yakınmasının ölü sayısının 200 bine yakın olduğu şeklinde yorumlanması bunun ikrarı.

Bir diğer husus, "deprem paraları"na dair gün geçtikçe artan soruların hiçbirine doğru dürüst bir izâh getirilmemesi. Dönemin Maliye Bakanı, önceki depremler için toplanan ve 100 milyarları bulan yardımların "duble yollara ve diğer bütçe açıklarına harcandığını" itiraf etmişti. Bu itiraf, bağışların, hibelerin nereye gittiği, vergilere, borçlara karıştırılarak seçimlerde seçim propagandasında kullanıldığı istifhamlarını derinleştirmişti...

"DEPREM PARALARI" NEREYE SARFEDİLİYOR

Keza "2002 yılından bu yana özel İletişim Vergisi adı altında toplanan ve 35 milyar dolara ulaştığı belirtilen deprem vergisinin nereye harcandığı" sorusuna hiçbir mâkul cevap verilmezken: en son İçişleri Bakanı'nın 2 Şubat'ta, "128 milyar 949 milyon lira toplandı" dediği ve "Türkiye Tek Yürek Kampanyası"nda bağışlanan 115 milyar 146 milyon liradan toplanan 85 milyar 697 milyon liranın nerede sarfedildiğine dair Meclis araştırma önergesinin reddedilmesi ciddi şâibelere sebebiyet veriyor.