Belediyelere el koyma "yasası"
Terör örgütünün "fesih ve silâh bırakması"nın bütün unsurlarını, özellikle PKK'nın Irak, İran ve Suriye'deki kollarını kapsamadığının ifşası üzerine yeni komplolar kuruluyor.
Belediye başkanlarının, yöneticilerinin, bürokratlarının tutuklanması, avukatların avukatlarının dahi derdest edilip hapse atılması haksızlıkları ve hukuksuzluklarının millet nezdinde inandırıcı bulunmamasına karşı yeni manipülatif yanıltmalara başvuruluyor.
Özellikle "19 Mart hukuka operasyon"un başta "kent uzlaşısı"yla atılan "terör örgütüyle işbirliği" ile "yolsuzluklar" iftirasının tutmamasına karşı muhalefete yeni operasyonlar yapılıyor. Bunların başında AKP'nin Meclis'e sunduğu yasayla "demokrasinin yerelleşmesi" iddialarının aksine yerel yönetimlerin "merkezileştirilmesi" kumpası geliyor.
BÜTÜN BELEDİYELERE FİİLEN "KAYYIM!"
Bilindiği gibi salgında ve depremde muhalefet belediyelerinin yardımları engellendi; kurdukları konteynır ve çadır kentleri kaldırıldı, seyyar-sahra hastaneleri, aşevleri kapatıldı. Yardımlarına el konuldu, hesâpları bloke edildi. Siyasî hazımsızlıkla en son yargısız infazla "kayyım" atanan bazı belediyelerin kent lokantalarının kepenkleri bile indirildi.
Çifte standartlı dayatmalarla muhalefete mensup belediyelere tek kuruş kredi verilmezken, dıştan kredilerini sağladıkları metro gibi dev projeleri yıllardır Saray ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nda imzalanmayıp bekletildiği belirtiliyor. Dönemlerinden kalma milyarlarca israf ve hoyratça harcama borçları tahsil edilirken, belediyelerin ellerlinin kollarının bağlanıp "başarısız" kılınması hesabına çirkin "menfi siyaset"e tevessül ediliyor.
Ancak bütün bunlar da kâr etmeyince artık kazanabileceklerinden ümit kestikleri belediyelere müdahaleyle halkın irâdesine müdahaleye "yasallık" kılıfı geçiriliyor.
Çarpık olanı, yirmi üç yıllık iktidarının ardından partili Cumhurbaşkanı'nın partisinin belediyelerin yüzde 70'ini kaybettiği vetirede "büyükşehirlerle ilçe belediyeleri arasında yetki karmaşası olduğu"nu ileri sürmesi. "Yeni belediye yönetimi statüsü"nden dem vurup seçilmiş belediye başkanlarının yetkilerini tamamıyla gaspa yeltenmesi. Ve yerel yönetimlerin bütün yetkilerinin ciddi bir oy erimesindeki "tek kişilik hükûmet"e devredilmesi.
Belli ki göz diktiği belediyeleri uhdesine almak için daha önce ilçelerin sınırlarını değiştiren, muhalefetin kazandığı seçim çevrelerini farklı seçim bölgelerine dağıtan "iktidar cephesi," bir defa daha milletin irâdesini saptırma peşinde; bunun altyapısı hazırlanıyor.
Bu arada göz göre göre dayatılan engellemelere ek olarak öğrenci yurtlarından sosyal tesislere kadar her gün binlerce vatandaşa hizmet veren hizmet birimlerine, işletmelere, imkânlara ve hizmetlere el konuluyor.