Makul süre aşıldıysa işyeri devri olmaz

Alt işveren işçilerinin, aynı asıl işverenin farklı alt işverenleri yanında çalışmaya devam etmeleri çalışma hayatında sıklıkla karşımıza çıkan bir durum. İşçinin değişen alt işverenler yanında çalışması kimi zaman muvazaa şüphesi yaratırken kimi zaman da hukuka uygun kurulmuş alt işverenlik ilişkilerinde de ortaya çıkabilmektedir. Değişen alt işverenler yanında çalışmada, çalışma ilişkisi kesintiye uğramaksızın yıllar itibariyle sürüyorsa, yargı tarafından işyeri devrine ilişkin kurallar uygulanıyor ve işçi kıdeme bağlı haklar noktasında bütün süre üzerinden haklarına ulaşıyor. Fakat arada kesintiler olduğunda kıdeme bağlı haklar açısından durumun ayrıca değerlendirilmesi gerekiyor.

Muvazaa şüphesi

Kötüye kullanımın önüne geçilebilmesi için İş Kanunu alt işverenlik ilişkisinin kurulmasını belirli şartlara bağlamıştır. Alt işverene verilen iş, asıl işin bir parçası ise, verilen iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olmalıdır ya da verilen iş mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl iş üretimin zorunlu unsurdur. Asıl işverenin faaliyet alanına göre belirlenir. Yardımcı iş, işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin olmakla beraber, doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan, üretimin zorunlu bir unsuru olmayan, ancak asıl iş devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan iştir. Bunun dışında kurulan alt işverenlik ilişkileri muvazaalı olarak değerlendirilmektedir. Muvazaa, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla ve kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesini arzu etmedikleri görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Muvazaalı alt işverenlik ilişkileri, asıl işverenin alt işveren işçileri üzerinde yönetim hakkını doğrudan kullanması, asıl işverenin işçi sayısını düşürerek yasal sayılara ulaşmamak için alt işvene iş vermesi, asıl işin teknolojik uzmanlık gerektirmedi ği halde alt işverene verilmesi, asıl işin yardımcı iş şeklinde gösterilerek alt işverene verilmesi olarak sayılabilir. İşçilerin değişen alt işverenler yanında kesintisiz olarak çalışmaya devam etmeleri de muvazaa şüphesi doğuran durumlardan biridir.

Muvazaa varsa…

Asıl işveren ve alt işveren arasındaki sözleşmenin muvazaalı olması halinde, alt işveren işçileri, başlangıçtan itibaren asıl işveren işçileri sayılacaktır. Bunun anlamı alt işveren işçilerinin asıl işverenin emsal işçileri ile kendileri arasında oluşan ücret ve diğer hakları geçmişe dönük olarak talep edebilmeleridir. Ayrıca yararlanamadıkları diğer bütün hakların maddi karşılığını talep edebilmeleridir. Bu kişilere asıl işverenin işçilerine uygulanan maddi ve sosyal hakların tamamı uygulanacaktır. Dolayısıyla alt işverenin işçileri, asıl işverende aynı veya benzer işi yapan işçilerin sahip olduğu bütün ekonomik ve sosyal haklara sahip olurlar. Fakat hukuka uygun alt işverenlik ilişkisi kapsamında değişen alt işverenler yanında çalıştırılma halinde, işçiler baştan itibaren asıl işverenin işçisi sayılmaz, değişik alt işverenler yanında geçen süreler bir bütün olarak dikkate alınır ve hakları bu süreler üzerinden hesaplanır. Muvazaa durumu her iş ilişkisi özelinde ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken bir durumdur.

İşyeri devrine ilişkin kurallar

Yargıtay hukuka uygun şekilde değişen alt işverenler yanında çalışan işçinin kıdeme bağlı hakları konusunda, önceki alt işverenin fesih uygulayıp uygulamadığından hareketle sürenin bütün süre üzerinden hesaplanacağına yönelik karar vermiştir. Yargıtay'a göre; "Alt işverenlerin değişmesi en yaygın biçimde, süresi sona eren alt işverenin işyerinden ayrılması ve işçilerin yeni alt işveren nezdinde çalışmaya devam etmeleri şeklinde gerçekleşmektedir. Bu eylemli durumun işyeri devri niteliğinde olup olmadığının tespiti ile hukuki sonuçlarının belirlenmesi önemlidir. Alt işverenlerin değişiminde olması gereken, süresi sona eren alt işverenin işyerinden ayrılması anında işçilerini de beraberinde başka işyerlerine götürmesi veya iş sözleşmelerinin sona erdirilmesidir. Bunun tersine alt işveren işçilerinin alt işverenin işyerinden ayrılmasına rağmen yeni alt işveren yanında aynı şekilde çalışmayı sürdürmeleri hâlinde, alt işverenler arasında 4857 sayılı Kanun'un 6. maddesi anlamında bir işyeri devrinin kabulü gerekir."