Haklı neden ve hak kaybı

İşçinin işten çıkış nedeninin SGK'ya işveren tarafından bildirilmesi işçinin hak kaybına sebep olabiliyor. İşçinin haklı fesih nedenleri, işverenler tarafından mahkemede aleyhine kanıt oluşturabileceği düşünülerek, çoğu zaman göz ardı ediliyor ve işçi normal bir şekilde istifa etmiş olarak gösteriliyor. Bu da işçinin işsizlik sigortasından yararlanmasını engelliyor.

Kanuna göre; işsizlik sigortası, "Bir işyerinde çalışırken, çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına rağmen, herhangi bir kasıt ve kusuru olmaksızın işini kaybeden sigortalılara işsiz kalmaları nedeniyle uğradıkları gelir kaybını belli süre ve ölçüde karşılayan, sigortacılık tekniği ile faaliyet gösteren zorunlu sigortayı" ifade etmektedir. Bu nedenle işçinin haklı bir nedeni olmadan istifa etmesi işçiye işsizlik ödeneği kazandırmayacaktır. İşverenler işçinin haklı neden iddiasına rağmen bu iddiayı kabul etmeyip, çıkışı salt istifa olarak bildirdiklerinden en sık karşılaşılan sorun da bu kodda yaşanmaktadır.

İşverenin kodu belirleyici

Bu durumların başında belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından bildirimli olarak feshedilmesi gelmektedir. Sözleşme belirli süreli veya belirsiz süreli olsun işveren tarafından haklı nedenle yapılan fesihlerden işçinin ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan davranışları dışında örneğin sağlık nedenlerine veya işçinin tutukluluğuna dayanan derhal fesih nedenleri de işsizlik ödeneğine hak kazandıracaktır. İşçinin haklı nedene dayalı bütün fesihleri de bu kapsamda yer alır. Son olarak belirli süreli sözleşmenin sürenin sonunda kendiliğinden sona ermesi de fesih olmasa da işçinin ödenek almasına imkan tanır.

Sistemle ilgili eleştirilerin başında da bu kodu işverenin bildirmesi nedeniyle özellikle işçinin haklı fesih iddiasının ancak mahkemede değerlendirilebilmesi ve işçinin işsizlik ödeneğine uzun bir zaman sonunda ulaşması geliyor. Örneğin, işçi işten çıkarken haklı neden sunsa da işveren işten çıkışı normal istifa olarak kodlamakta, işçi İŞKUR'dan ödenek alamamakta. Ya da işten çıkış nedenini kıdem tazminatı ödememek için işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı bir davranışı olarak göstermekte, gerçek neden ise farklı olmakta. Bu tür durumlarda işçinin feshe yönelik dava açması gerekiyor. Eğer dava sonucunda fesih nedeninin işverenin bildirdiğinden farklı olduğu sonucuna ulaşılırsa işsizlik ödeneğinin işçiye ödenmesi gerekiyor.

İkale tartışmalı

İşçi ile işverenin anlaşarak iş sözleşmesini sona erdirmesi halinde, bu ister harici bir ikale sözleşmesi ile olsun, isterse ihtiyari arabuluculuk ile olsun kıdem ve ihbar tazminatı benzeri ödemeler yapılıyorsa durumun işsizlik ödeneğine hak kazandırıp kazandırmayacağı, dolayısıyla kodun değiştirilmesinin gerekli olup olmadığı tartışmalı. Çünkü burada temelde işçinin kendi isteği dışında işsiz kalmasından bağımsız iradi bir sona erdirme olduğu kolaylıkla kabul edilebilecektir. Bu da işsizlik ödeneğinin temel şartı olan irade dışında işsizliğin gerçekleşmediği anlamına gelebilecektir.