Sonuç hep bu!

Oyunun ilk devre boyunca hakimi Beşiktaş gibi görünse de pozisyon riskleri açısından durum pek de öyle değildi! Evet, Beşiktaş attığı tek golün dışında goller bulabilirdi belki ama kalecileri Mert Günok'un kurtardıkları ya da kurtarmasına gerek kalmadan kale yakınından dışarı giden Samsun hücumlarını da göz ardı etmemek gerek. Hücuma çıktıklarında gereksiz orta yapmadılarsa bile gereksiz yere her fırsatta şut denedi nedense Beşiktaş. Oysa Samsun savunma alanının önünde rahatça pas bağlantı alanları buluyorlardı ve oralar pas oyunu açısından hayli verimli görünüyordu. Yine de oynama arzuları önceki maçlara göre hayli yüksekti. Samsun, ligin ortalama takımlarından bir görünümümde. Yapabildikleri kendi yaptıklarından daha çok seviyesi daha düşük takımların yapamadılklarıyla doğrudan ilgili. Bu durum elbette Beşiktaş için de farklı değil. Örneğin bu maç tam da bu durum göstergesiydi! Samsun yapamayınca Beşiktaş yapıyor ya da Beşiktaş yapamayınca Samsun yapıyor göründü. Fark Beşiktaş'ın har vurup harman savurduğu paralardaydı. Ne özel işler yapan bir ya da birkaç oyuncuları ne de organize bir takım havaları vardı. Önceki maçlara göre başlarda bir parça arzulu görünüyorlardı ama bu da daha çok Samsunspor ile doğrudan ilgiliydi. Nihayet 50'den sonra o arzu da kayboldu ve Samsun metre metre öne çıkmaya başlayıp alana hakim oldu. Nihayet Fernando Santos oyuna yeni bir 'Renk getirmek' için Rashica yerine Alex Oxlade-Chamberlain'i göndermişti ki takımı golü yedi.

Haberin Devamı