Maç bitti! İyi uykular Türkiye!

Anlatıya bakarsanız, ''Dünya derbisi''! İnanmak isteyen inanır, kimse karışamaz. İlk devrenin önemli iki istatistiği sanırım ''topla oynama'' ile ''top kaybı olmalı''. Galatasaray topla oynadı ikisi de topu birbirine kaybetti. Ama değişmez bir şey vardı sahada; hakeme itiraz! Gol atmaya oynamayan daha çok hakemi etki altına almaya çalışan bir tarzdaydı iki takım da. Fenerbahçe için belki maçı ikinci devreye taşıma planı geçerliydi ama o kadar insan oraya bunu izlemek için gelmiş olamazdı! Bu oyunsuz oyunda deplasman takımı olarak Galatasaray yine de aradı durdu. Özellikle arkadan öne gönderilen Barış Alper Yılmaz zaman zaman ciddi zorlamalarda bulunduysa da maç vasatın altında kalmayı aşamadı. Fenerbahçe iki devreye ele alınamayan orta sahayı kontrol etmek için ilk yarının görünmezlerinden Cengiz Ünder yerine İsmail Yüksek'i alarak başladı. Ve en etkili Fenerbahçe atağını 61. dakikada İsmail örgütledi Ardından bu ''hissiz'' karşılaşmada Fenerbahçe yavaş yavaş çeşitli pozisyonlarla etkisini hissettirmeye başladı. Lakin Galatasaray oyunun akmasına izin vermeyen tarzında ısrar edince gol çıkmadı. Neticede oyun o kadar düşüktü ki Fenerbahçe'nin en iyisi görünen Ferdi Kadıoğlu dahi ortaya çıkamadı.
'Süper Kupa'' öncesi resmi olarak maç olan ancak futbolu olmayan bir karşılaşma izlettiler hepimize. Rakip oyuncuların bariz hatasını kollayan bu yavan oyun anlayışı için iki teknik adamı da özel olarak tebrik etmek gerek! Ülkenin ''en değerli'' maçı ancak bu kadar sıradanlaştırılabilir. Yaşasın ülke futbolunu bilen ''yerli teknik adamlar''! Maç bitimi ''Tam bir taktik mücadelesiydi'' dendi muhtemel gece boyunca ''strateji uzmanları''ndan kora kor bir maç izlediğinizi dinlediniz... Ancak ligin bu en değerli maçının bitiminde bulabildiğim en doğru ifade, ''İyi uykular Türkiye'' oldu. İyi sabahlar herkese