Bilirsiniz, bazı ürünlerdevar yılı-yok yılıdiye bir şey var. Ağaçların doğası gereği, bir anlamda kendi kendini nadasa bırakma gibi düşünülebilecek bir doğal devinim. Latince'periyodisite'denilen doğal bir sistem bu. Fındık, turunçgil, zeytin Antep fıstığı, elma gibi ağaçlarda sık görülür. Bu sene yok yılı olan bazı ürünler bir de zirai don darbesi yiyince her şey altüst oldu. Bazı ürünler var ki yüzde 90 üretim kaybı yaşadı. Zeytin de yok yılını bu yıl yaşayan ürünlerden...
Peki bu yok yılı olunca ne oluyor Aslına bakarsanız yok yılında fiyatlar artar. Neyse ki geçen yıl zeytinyağı ihracatında kota konuldu da stoklarda ürün oldukça bol. Zeytinyağının litresi 220 liradan başlayıp 400 liraya kadar yükseliyor. İlk hasat, soğuk sıkım, filtreli, filtresiz çok sayıda türü var ve Türk zeytinyağı uluslararası pazarlarda da yükselişte. Pazarda markalı ve ambalajlı satış artıyor. Zeytin tarafına baktığımızda da neredeyse 300 liradan aşağı zeytin yok desem yeri. 500, 600, 800 TL etiketler var marketine, semtine göre. Hele ambalaja girdiğinde üst sınır uçuyor deyim yerindeyse... Yok yılı ya hani, normal gibi değil mi Eh, öyle olsun...Sonra bir de ihracata bakalım. Yok yılı malum, ihracatta da fiyat yükselmiştir, daha çok kazanmışızdır diye düşündüm. Ama yok, öyle değil işte maalesef. 2021/2022 hasat döneminde 109 bin 579 ton zeytin ihraç etmişiz. Sağlanan gelir 172 milyon 554 bin dolar. Yani kilogram başına 1,57 dolar.Bu yıl ise 117 ülkeye zeytin gönderen sektör 100 bin 884 tonluk ihracat karşılığı 255 milyon 310 bin dolar gelir elde etti. Kilogram başına 2,5 dolar. Yani ihracat değer bazında yüzde 66'lık bir artış. Zeytinci, daha az ürünle rekor gelir elde etmeyi başarmış...Zeytin hazinemiz. Her geçen gün değerini daha çok anlıyoruz. Aslı yok pahasına satmamalı, ambalajlı ihracatla kilogram değerini daha da yukarı taşımalıyız. Zeytinimizi, zeytinyağımızı dökme satarak hazineyi başka ülkelere aktarmamalıyız... Ve, başka ülkelere 2,5 dolara (105 TL) sattığımız zeytinimizin bize 500 liradan satılmasını önleyecek bir çare bulmalıyız.Moda meslek derkenYapay zekâçağı, baş döndürücü birhızda ama son yıllarda gastronomideki furyanın büyüklüğünü görmemek imkânsız. Aşçılık gözde meslek. Amerika'da bilgisayar mühendisliği okuyup yüksek lisansını bile yapan sevgili Ahmet Uras, The Galliard zincirinin ilk halkasını 12-13 yıl önce açtığında çok şaşırmış, neden diye sormuştum. Aslında sorunun net cevabı bugün ortaya çıkıyor. Günümüzde dünyanın birçok ülkesinde binlerce insan yemek için seyahat ediyor. Eğitimini aldığı mesleği bırakıp bu sektöre girenler, bu mesleğin en iyisi olmak için ülke değiştirenler aslında o gün Ahmet Uras'a sorduğum sorunun net cevabını veriyor. Bundan 15-20 yıl önce'gastronomi okuyacağım'diyen çocuğuna hayır derdi anne babalar ama bugün aşçı olacağım diyen çocuğuyla birlikte yarışmalarda gözyaşı döküyor. Çünkü inanıyorlar işin geleceğine...