Nakitsiz hayat ne rahat...

Para deyince aklıma hep rahmetli Sakıp Sabancı gelir... Muhabirliğimin ilk yıllarında neredeyse bütün toplantılarında bulunduğum Sabancı'nın her toplantısından 'manşetle' dönerdik. Sosyal, espri kabiliyeti yüksek, neyin haber olup neyin 'es' geçileceğini bilen, deyim yerindeyse 'başlığı bile söyleyen' bir iş adamıydı. Zaman zaman görsel olarak da malzeme verir, boş ceplerini dışarı çıkarıp "Beş kuruşum yok" derdi. Zaman zaman Vehbi Koç'tan da boş cep fotoğrafları alabilenler olurdu... O boş cepleri görürken "Tabii canım, koskoca Koç, Sabancı... Parayı onlar taşıyacak değil ya" diye düşünürdüm. Sonraki yıllarda ise para öyle bir dönüştü ki, Sabancı gibi oldum ben de... Elimin paraya değmediği haftalar hatırlıyorum... Zenginlikten ya da fakirlikten değil; karttan... Para dijital ortamda oradan oraya giden bir şey hâline dönüşünce oldu bütün bunlar... Çoğumuz kent kartımız olmasa bile otobüse, metroya kredi kartı ya da banka kartıyla binebiliyoruz. Taksilerde POS'lar var. Olmasa da sıkıntı yok, taksiden inmeden sürücünün hesabına para göndermek mümkün; 7 gün, 24 saat, saniyeler içinde hem de. Çünkü çok güçlü ve dünyaya teknoloji satan bir bankacılık sistemimiz var. Çok hızlı gelişiyor.

Son dönemde enflasyonla mücadele kapsamında kredi kartına sınırlama yapılması gündemde. Zaten daha önce elektronik, mobilya gibi sektörlerde taksit sayısı azaltılmış, gıda ve kuyum alışverişinde de azaltılmıştı.

İşte tam bu noktada, İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran dedi ki; "İhtiyaç kredisinde 100 bin lira, kredi kartı limitinde 20 bin liraya kadar olanlara dokunmayı aklınızdan dahi geçirmeyin..." Hakan Aran, tüketim konusunda lükse dönük olan, ithal tüketimi engelleyecek tedbirlerini desteklediğini söylerken, dar ve orta gelirlinin harcamasına sınır koymanın sürdürülebilir olmadığını belirtiyordu.

Hakan Bey'in açıklamalarına "Taksitli kartın dünyada ilk uygulayıcısı olarak benim bir yorum yapmam uygun olur diye düşündüm" sözleriyle katkı yaptı Cem Boyner... Boyner Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Cem Bey, Hakan Aran'ın kartta 20 bin, kredide 100 bin liranın alt sınır olmasına dair görüşüne, "Ben daha ileri gidiyor ve 'nakdi ortadan kaldırmak gerek' diyorum" cümlesiyle destek verdi.

ADVANTAGE'I HATIRLAR MISINIZ

Görüşlerini Linkedin adlı sosyal platformdan aktarmış Cem Bey:

-Bazı gündemler ıskalamaya gelmez, yerinde ve zamanında düşünceni paylaşmak kritik önem taşır. Taşın altına elimi koymaktan da hiçbir zaman geri durmam bilirsiniz, bu kez de iş başa düştü. Bazen söylediklerinden pişman olmak ileride söylemediklerinden pişman olmanın yanında çok hafif kalır.

Konu, kredi kartı kullanımına getirilmesi planlanan kısıtlamalar...

İş Bankası Genel Müdürü Sayın Hakan Aran'ın Bloomberg HT'ye verdiği çok isabetli bir röportaja rastladım ve taksitli kartın dünyada ilk uygulayıcısı olarak benim konuyla ilgili bir yorum yapmam uygun olur diye düşündüm.

Sayın Aran röportajında, kredi kartlarında asgari ücret limiti 20 bin liraya kadar olanların tedbir tartışmalarının dışında bırakılması gerektiğine işaret ediyor.

Ben daha da artırıyorum, kredi kartı kullanımına getirilecek kısıtlamaları son derece yanlış bulmanın ötesinde, en doğru karar "Nakdi ortadan kaldırmaktır" diyorum.

30 yılı aşkın zamandır perakendeciyim. Rahmetli Nuri Güven amcadan (YKM kurucusu) öğrendik ki müşterinin taksite ihtiyacı var. Bu ihtiyacı biz çıkartmadık. On yıllar boyunca mağazalarda senetli satış yaparak müşterilerimizin derdine derman olduk. Advantage ile, biz sadece senet enstrümanını plastik karta taşıdık, bizden sonra da bankalar kredi kartına taşıdı.

NAKİT BİTSE, KAÇAK DA BİTER

Kesinlikle aynı fikirdeyim Cem Bey'le... Hatırlar mısınız, KDV'nin ilk yıllarıydı. "Fiş almazsam kaça olur" pazarlığı vardı. Neyse ki vergi iadesi otomatiğe bağlandı da, bu pazarlık bitti ama kayıt dışı son hız devam. Bu konuda da Cem Boyner'in diyecekleri var: