Dizilerde polis...

Amerika'nın en büyük araçlarından biri film endüstrisi. Nerede bir Amerikan filmi görseniz, onda mutlaka ülkenin bayrağını, kilisesini, ünlü otomobilini, dev binalarını, ünlü markalarını; yani Amerika'yı Amerika yapan bütün unsurları görürsünüz. Konu ne olursa olsun. Filmin başrolü mutlaka o hamburgeri yerken o içeceği içecek... Ülkenin polisinin üstüne yoktur. Suç ve suçlu neredeyse mutlaka bulur Amerikan polisi... Peki yargı En doğru kararı yine Amerikan yargısı veriyordur hiç şüphesiz!.. Oldu da, yanlış karar verdiyse de'esaretin bedeli'ödenmiştir, ödenecektir. Sadece ülkede mi Tabii ki hayır. Herhangi bir ülke vatandaşı, herhangi bir ülkedeyse, orada da"Hey dostum, ben Amerikan vatandaşıyım"der. Yani film endüstrisi toplu hâlde ülke menfaati için çalışır, dev bir pazarlama kampanyası yürütülür. Amerika, bir yere tüm varlığıyla gittiyse, gidecekse önce filmle, diziyle anlatır yapacaklarını.

Son yıllarda Türk dizi ve film endüstrisi de müthiş işlere imza atıyor. Kendi televizyonlarımızda izlenme rekorları kıran diziler Latin ülkelerinden Orta Doğu'ya, Türk Cumhuriyetlerinden Afrika'ya, bir zamanlar Türk insanının vazgeçilmezi olan dizilerin ülkesi Brezilya'dan Suudi Arabistan'a ve Avrupa ülkelerinden Rusya'ya kadar tam 170 ülkeye ihraç ediliyor. Bu 170 ülke de kabul etti ki, Türkler iyi dizi yapıyor. Artık kırmızı halılarda Türk oyuncular var. O oyuncuların gittiği ülkelerde trafik kilitleniyor, izdiham yaşanıyor. Zaten bizim dizilerin girdiği ülkeyi fethetmemesi de imkânsız... Güneydoğu dizileri bölgedeki konaklara turist akını yaşattı. Muhteşem Yüzyıl ile Hürrem Sultan takıları, sarayın mutfak gereçleri, döşemeleri, kumaşları, mobilyaları ihracat rekorları kırarken, saraylarımıza binlerce ziyaretçi geldi. Ardından yalı dizileri furyası başlayınca İstanbul'a, Kapadokya'daki diziler sayesinde kültür turlarında rekor yaşandı. Saray ve kuruluş konulu dizilere, büyük talep sebebiyle yenileri ekleniyor. Yani Türk dizisi nerede çekildiyse orada turist sayısı arttı, dizide bahsi geçen ürünlerde ihracat katlandı... Hatta film platoları, dizi setlerimilyon turist ağırladı geçtiğimiz yıl. Bölüm başına 100 bin dolara satılan da var, 300 bin dolara da...

İhracatçılarımız dünyanın dört bir yanında satış artırmak için fuar fuar dolaşıp Çin'den Amerika'ya kadar birçok ülkeyi radarına alırken, dizi sektörü hem turizm hem ihraç ürünleri açısından büyük bir pazar olan Çin'e girmeye çalışıyor. Diziler Çin Seddi'ni aştığında, Türk ürünleri de o gedikten içeri girecek... Bu nedenle dizi yapımcıları ile hem hizmet hem mal ihracatçılarının çok sıkı iş birliği içinde çalıştığını görmek sevindirici.

Fakat Türk dizilerinde bariz olarak dikkatimi çeken bir aksaklık var. Yukarıda bahsettim; Amerikan polisinin gözünden ne suç kaçar, ne suçlu... Gelin görün ki bizim dizilerimizde kalpazan polisin gözünün içine baka baka yüz milyonlarca dolar basar... Mafya elemanları iki belinde iki silahla