Çağdaş sanat dünyası da belirsizliklerle dolu bir dönemden geçiyor.
Pandemi sonrası yeniden ivmelenen sanat piyasası, 2024'ten itibaren yavaşlayan talep, düşen satış hacimleri ve artan lojistik maliyetler nedeniyle ister istemez bir duraklama devrine girdi.
Global çapta hissedilen bu düşüş, artık sadece galeriler ya da sanatçılar arasında değil, koleksiyonerlerin, danışmanların ve küratörlerin gündeminde de temel konu hâline geldi.
Peki ama şimdi çağdaş sanat dünyasının sıradaki durağı neresi Londra mı, yoksa Paris mi Frieze London ve Art Basel Paris gibi iki büyük sanat fuarının peş peşe düzenlenmesi, özellikle Asya'dan gelen koleksiyonerler ve galeriler için net bir tercih yapmayı zorunlu kılıyor.
Londra ve Frieze prestiji
Frieze London, 15 - 19 Ekim tarihlerinde Regent's Park'ta gerçekleşecek.
Frieze Masters ile birlikte, klasiklerden çağdaş sanata yer veren fuar, uzun yıllardır Avrupa sanat piyasasının kalbinin attığı yerlerden biri.
Ancak Brexit sonrası artan bürokrasi, döviz dalgalanmaları ve İngiltere'nin Avrupa'dan kısmen izole hâle gelmesi, birçok uluslararası galeri için Londra'yı daha az cazip bir destinasyon hâline getirdi.
Her ne kadar İngiltere, hala ABD ve Çin'in ardından dünyanın üçüncü büyük açık artırma pazarı olsa da, bu pozisyonunu koruması artık eskisi kadar garanti değil.
Bu yıl Frieze London'da Asya'dan 21 galeri yer alacak.
Güney Kore, Hindistan ve Japonya ağırlıklı olmak üzere, Doğu'dan Batı Asya'ya kadar geniş bir coğrafi çeşitlilik söz konusu.
Ancak bazı önde gelen Asya galerilerinin fuarı pas geçmesi ve Paris'i tercih etmesi de dikkat çekici.
Yükselişte mi, geçici bir trend mi
Art Basel Paris, 22 - 26 Ekim tarihlerinde Grand Palais'de gerçekleşecek.
İsviçre merkezli Art Basel'in Paris edisyonuna Asya'dan katılım sayısı Frieze London'a kıyasla daha az, ama yine de stratejik tercihler göze çarpıyor.
Bazı Asyalı galeriler, Frieze London'un daha "bölgesel" bir kitleye hitap ettiğini, Paris'in ise daha küresel koleksiyonerler için bir çekim merkezi haline geldiğini belirtiyor.