Sessiz lüksün yükselişi: Fethiye-Göcek hattı
Bodrum ve Çeşme'nin gösterişinden ve kalabalığından kaçmak isteyenler bu yaz Fethiye-Göcek hattına yöneliyor. Peki, ama neden Hangi mekânlar öne çıkıyor
Tam altı yıl önce Türkiye hakkında uluslararası basında çıkan en heyecan verici haberlerden biri, Conde Nast Traveller dergisindeki "The Return of the Turkish Riviera" (Türkiye Rivierası'nın Geri Dönüşü) başlıklı yazıydı. 10 sayfa boyunca Türkiye'nin kıyılarını konu alan bu kapsamlı yazıya, Assouline yayınevinden çıkan "Turquoise Coast" kitabının etkileyici fotoğrafları eşlik ediyordu. Kitabın arkasındaki isimler Nevbahar Koç ve İrem Kınay'dı. Daha önce "Bosphorus Private" projesinde de birlikte çalışan bu ikili, Mert Alaş'tan Mica Ertegün'e, Tommy Hilfiger'dan Chiara Ferragni'ye kadar pek çok uluslararası ismin Türkiye kıyılarına olan hayranlığını kayıt altına alan, kalıcı bir kitaba imza attı. Kitabı anlatan dergideki haberde ise büyük resim son derece netti: Türkiye Rivierası artık sadece geri dönmüyor, aynı zamanda dönüşüm geçiriyor. Lüks anlayışı, doğaya saygı, sessizlik ve seçicilik ekseninde yeniden yazılıyor. İşte, altı yıl sonra, bu yaz Fethiye-Göcek hattının yükselişi de bu dönüşümün sessiz ama güçlü bir göstergesi.
Yazz ile başlayan dönüşüm
Türkiye Rivierası denilince uzun yıllar akla ilk gelen yer Bodrum oldu. Ama artık Bodrum fazla gösterişli, fazla lüks. İşte biraz da bunun etkisiyle Göcek ve Fethiye daha öne çıkıyor şimdi. Gösterişe değil, deneyime odaklanan bir ruh hâli isteyenler için, son yıllarda bu hattın dönüşümü sadece dikkat çekici değil, aynı zamanda ilham verici. Peki, ama her şey nasıl başladı Hiç şüphesiz, değişimin öncüsü yalnızca deniz yoluyla ulaşılan ve 'çabasız lüks' kavramının hakkını veren Yazz Collective oldu. Tam dört yıl önce açılan Yazz Collective, ormanın ve denizin ortasında, doğaya saygılı, gösterişsiz ama sofistike olmasıyla da yemek ve servisinin kalitesiyle de öne çıkıyor.
Göcek'in yeni mekânları: Miori ve Ahama
Yazz'ın başarısı, ardı ardına gelen yeni yatırımlara da ilham oldu. Önce Bedri Rahmi Koyu'ndaki Miori, ardından Günlüklü Koyu'nda açılan Ahama... Miori, denizin ortasında beklenmedik bir gastronomi merkezi. İçinde farklı mutfaklardan restoranlar var: İtalyan mutfağı Isabel's, Japon restoranı Oko, deniz ürünlerine adanmış Miori by the Sea ve hatta bir fırın The Bakery... Şef Kemal Demirasal'ın küratörlüğünde hazırlanan bu gastronomi deneyimi, teknecilere birçok alternatif sunuyor. Bir akşam İtalyan, ertesi gün Japon mutfağı deneyimlemek isteyenler için iyi bir seçim. Hatta bir de The Kitchen adlı speakeasy var, geceye eğlenceyle devam etmek isteyenler için.
Venedik, Monte Carlo, Como ve Porto Cervo'daki Riva Loungelardan sonra Türkiye'de de olması Göcek ve hatta Türkiye turizmi için önemli. Miori'nin içinde yer alan Riva Lounge'un açılışı için turizm sektörünün yakından tanıdığı, uluslararası başarılara imza atan Yiğit Sezgin, Türkiye'den ve yurt dışından konuklarının katıldığı bir açılış partisi düzenledi ortaklarıyla birlikte. Hatta partinin ertesi günü Fethiye'nin yeni oteli XO Cape Arnna'da da DJ Yakuza ve Wisebeat'ın set başında olduğu bir plaj partisi yapıldı, Zahit Mungan'ın uçurtmaları da müziğe eşlik etti. Açılışa katılanların çoğu tatili uzatmak isteyince aynı şeyi konuştu: Yazz'da mı kalmalı yoksa yeni açılan Ahama mı denenmeli