Papa XIV. Leo'nun İstanbul ziyaretinde HAYCAR kendisine Büke Uras imzalı 'Balyanlar: Osmanlı Mimarlığı ve Balyan Arşivi' kitabını takdim etti.
Bu kitap, sıradan bir hediye değil, Türkiye'nin yüzlerce yıllık çok-kültürlü yapısının, birlikte üretmenin ve şehir inşa etmenin nadir görülen zarif örneklerinden birini dünyaya hatırlatan bir sembol. Büke Uras'ın titiz araştırmasıyla hazırlanan bu kapsamlı eser, Balyan ailesinin Osmanlı başkentinin mimarisine bıraktığı derin izleri bir araya getirirken aynı zamanda farklı kimliklerin aynı şehirde nasıl bir arada yaratıcı bir güç oluşturduğunu da gözler önüne seriyor.
Uras'ın bu derin çalışmasının ardında güçlü bir akademik ve profesyonel birikim var.
Roma'daki La Sapienza Üniversitesi'nde mimarlık eğitimi alan Uras, New York'ta önemli mimarlık ofislerinde çalıştıktan sonra İstanbul'da ve son yıllarda Paris'te yürüttüğü mimari çalışmalarla uluslararası bir perspektif geliştirdi.
Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemine ait mimarlık çizimlerini yıllardır toplayarak kapsamlı bir arşiv oluşturan Uras, tarihsel mimarlığı çağdaş bir bakışla yeniden yorumlayan üretken bir araştırmacı kimliğiyle tanınıyor.
Bugün İstanbul'u düşündüğümüzde aklımıza ilk gelen yapılardan birçoğu, Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Çırağan'ın görkemli cephesi, Mabeyn Köşkleri, hatta Aya İrini'nin müzeciliğe dair erken düzenlemeleri, Balyanların tasarımı.
Balyanların Osmanlı saray mimarisini şekillendirmesi, bu toprakların tarih boyunca barındırdığı çeşitliliğin en güçlü kanıtlarından biri.
Büke Uras'ın kitabı, bu mirası yeniden anlatmanın yanı sıra çok uzun yıllar boyunca aile tarafından korunmuş ve büyük kısmı ilk kez gün ışığına çıkan Balyan Arşivi'ni titizlikle paylaşıyor.
Yüzlerce çizim, plan, kesit ve belgeyle açılan bu arşiv, 19. yüzyıl Osmanlı mimarlığını yeniden okuma imkânı sunuyor.

7