British Museum, bu yıl ilk kez kendi galasını düzenlemeye hazırlanıyor: Pembe Balo. 18 Ekim'de gerçekleşecek olan bu gece, Metropolitan Museum'un izinden gidiyor ama kendi kimliğini oluşturmaya da çalışıyor.
New York'ta Metropolitan Museum of Art'ta düzenlenen Met Gala, 'modanın Oscar gecesi', her yıl podyumları ve sınırları aşan bir yaratıcılıkla karşımıza çıkar. Ancak bu yıl, modanın takvimi sadece Met Gala ile sınırlı kalmadı. Londra'daki British Museum, kendi 'Pembe Balosu' ile bu alanda "varım" dedi. Peki, İngiltere'nin tarihi müzesinde gerçekleşecek bu yeni iddialı gece neler vadediyor
Müzede gerçekleşecek olan etkinlik, şimdiden "Londra'nın Met Gala'sı" olarak tanımlansa da kurum bunun bir taklit değil, "British Museum'a özgü bir kültür ve moda kutlaması" olduğunu söylüyor.
Balonun teması: Pembe ama Barbie pembesi değil. İlham kaynağı, müzenin o sırada devam edecek olan sergisi "Ancient India: Living Traditions". Müze direktörü Nicholas Cullinan'a göre, bu pembe tonu "hafif mora çalan, ne Barbie pembesi ne de fazla romantik; Hindistan'ın ışığını taşıyan rafine bir ton."
Komitede kimler var
British Museum'un Pembe Balo'su, güçlü bir komiteye sahip. Eş başkan: Hindistanlı milyarder ve sanat destekçisi Isha Ambani. İşte komitede dikkat çeken isimler: Naomi Campbell, Miuccia Prada, Edward Enninful, Bella Freud, Grayson Perry, Zadie Smith, Idris Elba, Alexa Chung… Türkiye kökenli iki isim de var aralarında: Erdem Moralıoğlu ve Elif Şafak. Sanat, moda, müzik ve medya dünyasından 800 özel davetli katılacak. Biletler kişi başı 2 bin sterlin fiyatla satılıyor ve şimdiden yaklaşık 1.6 milyon sterlin gelir elde edildi. Bu gelir, Met Gala'daki gibi doğrudan müze altyapısına değil, uluslararası iş birliklerine aktarılacak. Öne çıkan projelerden biri: Bayeux Duvar Halısı'nın İngiltere'ye geçici getirilişi. Ayrıca Irak'taki Girsu kazılarına ve Benin City ile ortak çalışmalara da kaynak ayrılacak.
Met Gala'nın yıllar içinde oluşturduğu kült statü ile British Museum'un yeni başlattığı bu etkinlik kıyaslandığında, biri haute couture küratörlüğünü yaparken, diğeri müze fonksiyonlarını yeniden tanımlama gayretinde.
Moda, miras ve müzeler
British Museum'un Pembe Balo'su, henüz bir başlangıç. Met Gala'nın 77 yıllık mirasıyla yarışmak kolay değil. Ancak bu gece, İngiltere'de moda ve kültür sahnesinin daha fazla görünürlük kazanması için önemli bir adım. Özellikle devlet desteklerinin azaldığı, müzelerin sponsorlarla hayatta kalmaya çalıştığı bir dönemde, bu tür galalar sadece şıklık yarışması değil, aynı zamanda kültürel diplomasi ve ekonomik sürdürülebilirlik projeleri hâline gelmiş durumda.
Pembe Balo'nun kalıcı bir sosyal takvim etkinliğine dönüşüp dönüşmeyeceğini zaman gösterecek. Ancak net olan şu: Moda artık sadece defilelerde değil, müzelerin koridorlarında da dikkatleri çekiyor.
Tartışmaların merkezinde
1753 yılında kurulan British Museum, dünyanın dört bir yanından getirilen yaklaşık 8 milyon eseri sergiliyor. Antik Mısır heykellerinden Yunan frizlerine, Mezopotamya tabletlerinden Çin seramiklerine uzanan bu koleksiyon, aynı zamanda tartışmaların da merkezinde yer alıyor. Son yıllarda British Museum yalnızca eserleriyle değil, kaybolan eserleriyle de gündemde. 2023'te bir skandal, British Museum'un en kırılgan yönünü ortaya çıkardı. Müzenin envanterinde yer alan yaklaşık 2 bin değerli eserin çalındığı veya kaybolduğu açıklandı. Olay, içeriden biri -bir küratör- tarafından yıllarca sürdürülen sistematik bir hırsızlıkla ilişkilendirildi. Özellikle antik takılar, Roma dönemi cam objeler ve altın süs eşyası, çevrimiçi platformlarda satılmak üzere ortadan kayboldu. Müze yönetimi, kayıp eserlerin izini sürmek üzere uzmanlardan oluşan bir ekip kurdu. Müze direktörü Nicholas Cullinan, göreve gelir gelmez bu krizi devraldı ve 'şeffaflık' sözü verdi. Şimdiye kadar yüzlerce eser geri getirildi, bazıları koleksiyonerlere ulaşılıp iade alındı. Ancak çoğunun hâlâ nerede olduğu bilinmiyor. British Museum'un kendisi, geçmişteki tartışmalı yollarla edinilmiş eserleri nedeniyle eleştiriliyordu. Şimdi ise kendi koleksiyonunu bile koruyamaması, bu eleştirileri daha da derinleştirdi. Birçok ülke, British Museum'daki eserlerin iadesi için yıllardır çağrıda bulunuyor. Elgin Mermerleri için Yunanistan, Benin Bronzu için Nijerya, Rosetta Taşı için Mısır… Müzeye yöneltilen 'tarihi hırsızlık' suçlamaları uzun süredir uluslararası gündemde. Müzenin içeriden yaşadığı gerçek hırsızlık ise bu talepleri daha güçlü hâle getiriyor. British Museum, insanlık tarihine dair en kapsamlı koleksiyonlardan birine ev sahipliği yapıyor. Ama tarih yalnızca sergilenmek değil, korunmak da ister. Dünya mirasının koruyucusu olma iddiasındaki bir kurumun, önce kendi evindeki hazineleri bulması gerekiyor.