Marina Abramovic'in son numarası
Lady Gaga ve Jay Z gibi müzisyenlerle de, Ricardo Tisci gibi moda tasarımcılarıyla da, Adidas ve Microsoft gibi global markalarla da iş birliği yapan Marina Abramovic "Performans sanatının kraliçesi" olarak biliniyor.
Performanslarında vücudu ve zihni zorluyor.
Hiç unutmuyorum, tam 10 yıl önce Londra'da Serpentine Galeri'de gerçekleştirdiği '512 Saat' sergisinde daha salona adımımı atar atmaz biri elimden tutup bir sandalyeye oturtmuştu beni, "Gözlerini kapat" demekle de kalmamış, bir de kulaklık tutuşturmuştu elime.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıKulaklıkta ne müzik var acaba demeye kalmadan kulaklık zaten sessiz olan odada sesleri daha da kesiyordu.
Hiçbir şey görmeden, duymadan, yapmadan otur, öylece dur demişlerdi.
Başkaları durabiliyor mu diye çaktırmadan bakıyordum.
Duranlar da vardı, benim gibi merakla etrafına bakınanlar da...
Marina Abramovic ve ekibi ise ya gelip elinizden tutuyor ya da sırtınızı sıvazlayıp şefkat gösteriyordu.
Şaşırtıcı ama sanatçıyı pop star gibi görenler de vardı, "Marina elimi tuttu, artık elimi yıkayamam" diyenler bile oluyordu.
Onu pop stardan çok, el veren bir güç olarak görenler de vardı tabii.
Marina Abramovic ile özel bir diyet ve sporla aylarca hazırlandığı '512 Saat' sergisinde Londra'da tanışmıştım.
O zaman 67 yaşındaydı ve 64 gün boyunca günde 8 saat yemeden içmeden Serpentine Galeri'de ayakta durmuştu.
Bir tek tuvalete gitmesi serbestti.
Kısa molasında sohbet etmiştik.
O zaman Abramovic her ne kadar sergide izleyicilere durun dese de sohbetinden belli oluyordu, kendisi de duramıyordu.
İşte hayatın bizi getirdiği nokta bu, artık durabilmek de sanat sayılıyor diye düşünmemek elde değildi.
Bir performans sanatçısının sergisinde öylece dururken hem sanatçı hem de sanat eserinin ta kendisi oluyorsunuz aslında.
Bir yanda "Böyle sanat mı olur" diyenler, bir yanda "Sanat deliliktir, sanatçı sizinle kafa buluyor" diyenler...