Beckham markasının yeni çağı

David Beckham'ın bu hafta Windsor Kalesi'nde Kral Charles tarafından şövalyelikle onurlandırılması, hiç şüphesiz kariyerinin zirvesiydi. Ama en çok konuşulan, Sir David'in tören için giydiği üç parçalı takımın Victoria Beckham markasının ilk erkek tasarımı olmasıydı.


Sir ünvanı alan David Beckham eşi Victoria, babası Ted ve Sandra Beckham ile birlikte Windsor Kalesi'nde bu pozu verdi.

Londra'nın güneşli nadir günlerinden birinde tanıştım David Beckham'la. Gömleğinin yakası mükemmel biçimde ütülü, yüzünde o tanıdık sakin tebessüm… "Ben aslında bugün tatilde olacaktım ama bu tarih İngiliz Kuzey Grönland seferinin yıl dönümüymüş, o yüzden buradayım" diye anlattı hemen. Tipik David Beckham, dakik, zarif, duygusal bir vatansever. Ama bu hikâyede asıl dikkat edilmesi gereken kişi David değil, Victoria. Çünkü aslında Sir David'in üzerindeki her detay Victoria Beckham tarafından tasarlanıyor.

Şövalyelikten erkek koleksiyonuna: Bir PR satrancı

David Beckham'ın bu hafta Windsor Kalesi'nde, Kral III. Charles tarafından şövalyelikle onurlandırılması, hiç şüphesiz kariyerinin zirvesiydi. Ama moda dünyasında herkesin konuştuğu şey bambaşkaydı: Sir David'in tören için giydiği üç parçalı takım, Victoria Beckham atölyesinden çıkmıştı. Victoria için bu an eşine duyduğu gururun dışavurumu olmakla kalmamış, aynı zamanda stratejik bir çıkıştı. Çünkü o takım, Victoria Beckham adını taşıyacak yeni bir erkek koleksiyonunun ilk örneğiydi. David'in, "Kral, takımımı çok beğendi" sözleri elbette içten bir gururu anlatıyordu ama bir o kadar da bilinçli bir PR hamlesiydi. Kral Charles, Britanya'nın en zarif giyinen erkeği olarak anılırken, kendisinin tarzından ilham alarak dikilen bu takım hem İngiliz terziliğine bir selam hem de Victoria'nın modada yeni bir alanı fethedeceğinin habercisiydi. Böylece Victoria Beckham markası, 15 yıl boyunca kadınlara hitap ettikten sonra ilk kez erkek dünyasına adım attı ve bunu kocasının şövalyelik töreniyle duyurdu. Daha kusursuz bir lansman düşünülebilir miydi


David Beckham, şövalye ünvanına layık görüldüğü Windsor Kalesi'nde.

Eğlenceli Lady Victoria'nın sıkıcı belgeseli

Bir dijital kanalın, "Victoria Beckham" belgeseli yayınlandığında eleştirmen Lucy Mangan, "Bir Pret sandviçi kadar kişisel" demişti. Haklıydı da. Üç bölümlük yapım, Victoria'nın muazzam iş disiplini ve tasarım başarısını gösteriyordu ama onun asıl cazibesini, yani esprili, ironik, kendiyle dalga geçebilen yönünü neredeyse hiç yansıtmıyordu. Oysa Victoria gerçekte çok daha eğlenceli bir kadın. Bir röportajda, "Ben gülmüyorum çünkü fotoğrafçı hep yanlış tarafta duruyor," demişti. "Soldan gülünce iyi çıkıyorum, sağdan değil." Bu cümle, hem İngiliz mizahının ince zekâsını taşıyor hem de onun medyayla kurduğu mesafeyi özetliyordu. Belgeselde ise bu mizahın yerini steril cümleler, markasal mesajlar almıştı. Çünkü bu yapım, bir itiraflar dizisinden çok, Victoria Beckham markasının 20 milyon sterlinlik tanıtımına dönüşmüştü. Ama o steril yüzeyin altında başka bir hikâye var. Victoria Beckham, 2010'ların başında dalga geçilen bir "WAG" (futbolcu eşi) iken, bugün Sotheby's ile ortak sanat sergileri düzenleyen, kendi markasını zararla boğuşmaktan kâra geçiren bir moda patronuna dönüştü. Bu, sıkıcı değil, aksine ilham verici bir yeniden doğuş öyküsü.

Aşk hikâyesinden küresel ortaklığa

Beckhamlar artık yalnızca bir çift değil, 360 derece çalışan bir holding. Victoria'nın moda markası, David'in global imajıyla iç içe geçmiş durumda. David, markanın en güçlü elçisi, Victoria ise markanın stratejik aklı. Birlikte yürüttükleri kampanyalarda sadece ürün değil, bir yaşam biçimi satıyorlar. Disipliniyle çekici, zarafetiyle ulaşılabilir ama hep 'Britanyalı' kalan bir hayat tarzı. Bu ortaklık sadece modada değil, sanatta da sürüyor. Dover Street'teki Victoria Beckham mağazasında artık sadece kıyafetler değil, Francis Bacon'dan Yayoi Kusama'ya kadar koleksiyonluk eserler sergileniyor. Sotheby's iş birliğiyle yapılan bu proje, modanın sanatla nasıl bütünleşebileceğini gösteriyor. Victoria'nın ifadesiyle: "Bir mağaza, sadece alışveriş yapılan bir yer değil, bir ruh hâli." Bu vizyon, modayı ticaretten öteye taşıyan şey.