Art Basel Paris'in yenilenen Grand Palais'de önceki gün ve bugün ön izleme günleri var.
Fuar, 24-26 Ekim tarihlerinde ise tüm izleyicilere açılıyor.
206 uluslararası galeri arasında 180'i fuarın ana bölümü olan Galeriler bölümünde yer alıyor.
Katılımcıların yaklaşık üçte birinin Paris'te fiziksel bir mekâna sahip olması, fuarın yerel sanat ekosistemiyle iç içe olduğunu gösteriyor.
Bu yılın öne çıkan bölümlerinden biri yükselişte olanlar bölümü.
Geçmişle bugünü buluşturan öncüler bölümü ise 1900 öncesi dönemden yapıtları da içeren tarihsel bir seçki sunuyor.
Şehirle iç içe bir program
Fuarın yalnızca iç mekânla sınırlı kalmaması, Paris'in ruhuna yakışır biçimde sanatı sokaklara taşıması en büyük artılarından.
Kamusal Program, şehrin simge yapılarını sanatla buluşturuyor.
Julius von Bismarck'ın Petit Palais'teki enstalasyonu, Nate Lowman'ın Musee Eugene-Delacroix'daki işi, Alex Da Corte'nin Place Vendôme'daki yerleştirmesi ve Winston-Churchill Bulvarı'na yayılan dev heykeller öne çıkanlar arasında.
Açıkhava programı Miu Miu'nun desteğiyle gerçekleşiyor.
Moda ve sanat iş birliği
Art Basel Paris'in en eğlenceli bölümlerinden biri, hiç şüphesiz Loıc Prigent küratörlüğündeki 'Oh La La!'.
Bu yılki tema "A la mode", moda, stil ve giyim üzerine sanat yapıtlarıyla dolu bir seçki.
Galeriler, Paris'in mirasını hem ti'ye alan hem de yücelten işler sunuyor.