Ağır Yüzleşme

İnsan, hayatında birçok konuyla yüzleşir. Kabullenemediği acılarla hüzünlerle kederlerle yoklukla Çok istenilen bir şeyin, bir durumun, bir varlığın, bir yakınlığın, bir kavuşmanın, bir dostluğun oluşmamasından meydana gelen boşlukla yüz yüze geldiğinde irkilerek uzaklaşmak isterken elindeki bütün imkânların istese de istemese de bittiğini görmesi yüzleşmenin derin kederini artırır. O öyle olmasın dese de içten içe, o öyle olur. Kırılan dal, kırılan kanat kırıldığıyla kalır. Kalıyor nihayetinde Yüzleşmenin zor olanı hiçbir karşılık beklemeden sevilenin yokluğuyla yüzleşmedir galiba. Daha şehre adım atar atmaz o 'yokluğun' varlığıyla göz göze gelmek, dalının kırılmasının çatırtısını duyarken gözlerini kaçırsa da insan 'yokluğun bilgisi'yle kavruluyor. Nasıl gidilecek o eve. Nasıl açılacak o kapı. Her yere sinmiş sesler, sohbetler, hüzünler, kokular, yaşanmışlıklar, eşsiz güzellikteki hatıralar Kırk yıldır 'olağan duran' kapı bir anda yüzleşmenin olağanüstülüğüne dönüşüyor. Hayır gidemem diyor insan. Varamam. Varmak gerek ama varamam. Sanki bir gün daha şehirde kalırsa yüzleşmek kolaylaşacakmış gibi bir gün daha şehirde duruyor ama yüzleşmenin ağırlığı her geçen gün daha da artıyor. Ağırlığın artması kederin artmasına sebep oluyor. pushfn('ads'); Hayat, bir öğle üstü hüznünü tekerlek çıtırtısına bırakıyor. Paslı zincir çivisinden kurtarılıyor. Bahçe kapısı Toprak çığırdan aşağı doğru adımların adımları izlemesi yol hiç bitmesin isteğine dönüşüyor. Yol bitmese ne olacak. Az sonra zaten yol bitecek. Ama o yüzleşmenin verdiği ağırlığın sıkleti insanı adeta beli bükülürcesine ihtiyarlaştırıyor. Yıllar yılların altında kala kala yıllanıyor. Pas tutuyor her şey. Sis çöküyor. Göğün güneşli duru hali olmasa kara kış bastırdı bastıracak sanılacak. Oysa yaz her insanın içinde kocaman bir umut olarak durur. Kırılmaya duran dallar gibi. Nereye baksak kimsesizliğin sararmış hali. Her yaz güzelim günlerin ve sebzelerin boy gösterdiği bahçede bakımsızlıktan boyları uzamış ve yer yer sararmış otlar boy gösteriyor. Yarı sararmış uzun otların yüzleşmenin ağırlığına verdiği garip derinlik sessizliği genelleştiriyor. Genel bir suskunluk hâkim. Her şey susuyor. Suskunluk, coğrafyanın yani bahçenin