Ey Müslüman hanımlar! Şeytanın oyuncağı olmayın!

Bizim yazıları bir çırpıda okuyanlar, bu yazıların yazılmasını da okunması gibi kolay zanneder. Ne var ki "bir çırpıda" okunan bu yazılar öyle zannedildiği gibi bir çırpıda yazılmıyor. 20 senedir konu olarak bekleyen ve demlenen yazılar var. Bazı konuların yazılması ise cidden çok zordur. İşte bu yazı da "zor yazılardan" biridir. Muhatabımız Müslüman hanımlardır. Daha doğrusu samimi kalple, "Ben Müslüman'ım" diyen hanımlardır. Namahrem olanlar nazar etmesin ve yazımızı okumasın. İşte buyurun başlıyoruz Sıkıntı daha ziyade yaz mevsiminde başlıyor. Nüfusun yüzde 99'u Müslüman olan bir memlekette, hem de yaklaşık bin sene İslâm'ın bayraktarlığını yapmış olan bir diyarda yaşayan hanımların kılık ve kıyafetine baktığımızda izahı mümkün olmayan bir tablo ile karşılaşmaktayız. Nüfusun yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede hanımların bir kısmının vücudunun yüzde 5'i, bir kısmının yüzde 10'u örtük vaziyette. "Batılı tasvir, safi zihinleri idlâldir" kaidesini hatırlayarak fazla tafsilata girmiyoruz. Zaten herkes durumu, vaziyeti görüyor. Bu durum kesinlikle şeytanı çok memnun ediyor. Allah'ın düşmanı olan o mel'un İblis, Müslüman hanımların bu vaziyetini görünce sevincinden göbek atıyor. pushfn('ads'); Ey Müslüman hanımlar! Lütfen aklınızı başınıza alın! Şeytanın oyuncağı olmayın! Sadece ve sadece kocanızın göreceği, (bekâr olanlar için söyleyelim, ileride evlenip yuva kurduğunuzda müstakbel kocanızın göreceği) vücudunuzun mahrem kısımlarını teşhir ederek kendinizi istismar ettirmeyin. Vücudunuzu aç ve terbiyesiz gözlere peşkeş çekmeyin. Bu halinizin öldükten sonraki hayatta hesabı var. Zerre kadar iyiliğin ve zerre kadar kötülüğün zayi olmayacağı ve karşınıza çıkacağı o hesap gününde, hem Allah'ın emrini çiğneyip o şekilde giyindiğiniz için, hem karşı cinsi günaha sevk ettiğiniz için ceza çekeceksiniz. Kendi amelinizin cezası bir iken, karşı cinsten olanları günaha sevk ettiğiniz için cezanız belki bire yüz bin olacak. (Ekrana çıkanların, sosyal medyada arz-ı endam edenlerin durumu daha vahimdir.) Bin yıllık İslâm diyarındaki bu Müslüman hanımlar nasıl bu hale geldi Daha doğrusu nereden nereye gelindi Bu sorunun cevabını bulmakta ve sağlıklı cevap vermekte gerçekten güçlük çekmekteyiz. Bu "dönüşüme" akıl sır erdirmek mümkün değil. pushfn('ads'); Geliniz ilk önce "ne idik" sorusunun cevabına bakalım: 1071'den 1960'a gelinceye kadar Müslüman hanımların kıyafeti, Kur'an-ı Kerim'deki emre uygun olarak çarşaf idi. 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra "çarşafla mücadele" başlatıldı. Âdeta terör havası estirildi. Çarşı pazarda çarşaflı hanım avına çıkıldı. Hanımların çarşafları zorla alınarak yerine başörtüsü ve pardesü verildi. Daha sonra gerçekte Katoliklerin kıyafeti olan başörtüsü ve manto yaygınlaştı (Tevrat'ta ve İncil'de de tesettür çarşaftı. Bu emri ilk değiştirenler Hıristiyan dünyasında Katolikler