Her ne kadar Rams Park'ın yeni skorbordunda 3-0 yazıyor olsa da Galatasaray'ın Kasımpaşa karşısında oynadığı oyun, bu skordan çok daha fazlasını anlatıyordu. Bu maç, "kazandık"tan ziyade "nasıl kazandık" sorusunun cevabını içinde barındırıyordu. Çünkü Galatasaray bu maçı hızla değil, aklıyla kazandı.
Haberin Devamı ›Sabır, Yerleşim ve Doğru An
İlk 15 dakika top Galatasaray'da, tempo ise kontrollüydü. Sarı-kırmızılılar acele etmedi. Rakibi çöze çöze, sabırla oynadı. Bu, plansız bir baskı değil; bilinçli bir alan yerleşimiydi. Kasımpaşa'nın 5'li savunma dizilişi kağıt üzerinde kalabalık görünüyordu ama orta saha ile savunma arasındaki mesafe her dakika biraz daha açıldı. Galatasaray tam da bunu bekliyordu.
Yunus'un Golü Bir An Değil, Bir Sonuçtu
Yunus Akgün'ün attığı gol bir "anlık parıltı" değildi. O gol, dakikalardır rakibin savunma yerleşimini sabırla çözmenin sonucuydu. Şunu da belirtmek lazım ki, bu goldeki o asist Barış Alper'in imza asistiydi. Yunus bu maçta sadece gol atmadı; oyunu genişletti, savunmayı yordu. Ve o golle birlikte maç, Kasımpaşa için başka bir yere evrildi.
Haberin Devamı ›Devre Arası: Skor Değil, Kontrol
İlk yarı bittiğinde skor 1-0'dı ama Galatasaray'ın elinde çok daha değerlisi vardı: oyunun kontrolü. Risk yoktu, panik yoktu, telaş hiç yoktu. Bu takım artık ne zaman hızlanacağını, ne zaman duracağını biliyor. İkinci yarıda Sara'nın oyuna girişi bir değişiklik değil, bir yön değişikliğiydi. Daha dikine pas, daha cesur koşular, ceza sahasına daha fazla temas, farkı ikiye çıkarıp rahatlama isteği... Ve gol geldi. Bu gol, Kasımpaşa'nın sadece skor olarak değil, zihinsel olarak da oyundan koptuğu andı.

5