Pansuman Zamanı Değil Artık

2002'de iktidara geldiğinde IMF destekli Derviş modelini kucağında bulan ve bunu kayıtsız şartsız uygulayan AKP, eylem ve söylemde farklı hareket ederek siyasi rant kazanma yoluna gitti. IMF tarafından Derviş modeline konan yüzde 6,5'lik faiz dışı fazla hedefine sadık kalan ve bu sayede IMF'nin kendi kendini garantiye aldığı borcu ödemekle halka caka satan AKP, gerçekte ise ekonomi politikalarıyla faizciyi, rantiyeyi ihya etti sürekli. Hazine ve Maliye Bakanının geçtiğimiz haftalardaki "enflasyonu düşürmek yerine büyümeyi tercih ettik" itirafı, aslında halkın menfaati yerine bir avuç zenginin menfaatinin tercih edildiğinin resmidir. İktidarlarının 2008'e kadar olan döneminde dünyadaki bol ve ucuz sıcak paraya yaslanarak içeride bol kredi dağıtarak sahte bir zenginlik algısı oluşturan, halkı tüketmeye ve borçlanmaya yönelten siyasi iktidar, bu dış kaynak kesildiğinde ekonomideki yetersizliğini de ortaya koymaya başladı. pushfn('ads'); Tek bildikleri argüman "ne pahasına olursa olsun büyümek" (ki buradaki maliyetler hep vatandaşın cebinden gitti) olan siyasi iktidar, ekonomideki yapısal sorunları elindeki siyasi güçle çözebilme imkanına sahipken, sürekli olarak "seçime endeksli" ucuz bir siyasi rant anlayışıyla hareket etti. Ekonominin selametini ve gelişimini inşaat ve beton rantıyla tüketime indirgeyip, "üreterek büyümek" (ki zorlu bir yoldur ve herkes cesaret edemez) rotasından kaçtıkça sorunları daha da büyüttü. Krediler ve borçlarla ürettiğinden fazlasını tüketmeye, hak etmediği bir zenginliği yaşamaya alıştırılan insanları, işler kötüye gitmeye başlayınca ve çarklar dönmez olunca çare olarak yine kredilere yani borçlanmaya zorlamak dışında ekonomik bir çare üretemediler. Son dönemde buna bir de canhıraş bir şekilde para basarak piyasaya sürme eklendi, ki kontrolden çıkmış olan enflasyonu hiperenflasyon noktasına doğru itmeye yarıyor sadece. Gerçek enflasyon rakamının ne olduğunu bile bilmeyen toplum, yetmezmiş gibi iktisadi hiçbir yanı olmayan ve salt bir inat ve yönetememenin verdiği kompleksi yansıtan saçma sapan ekonomi politikalarıyla her geçen gün hızla fakirleştiriliyor. İşin hem acı hem de saçma yanı ise, bırakın sorumlulara hesap sormayı, izahat istemeyi; bilakis onlar halka ayar vermekten, azarlamaktan vazgeçmiyorlar. pushfn('ads'); Ülkede "teknik anlamda enflasyon değil fiili bir hayat pahalılığı sorunu olduğunu" belirten Cumhurbaşkanı, faizi arttırmayacaklarını ve hatta düşürmeye devam edeceklerini açıklıyor. Öte taraftan da adına faiz demeyerek ama Kur Korumalı Mevduat diyerek sınırsız faiz vermeyi vaat ediyorlar ve yüzde 14'lük politika faizinin katbekat fazlasını halkın cebinden