Orta Direk Kaç Kere Ölecek

Önceden ekonomik durumla ilgili yorum ve değerlendirmeler "orta direk" tabir edilen ne fakir ne zengin olan, tabir-i caizse "orta halli" sayılan insanlar üzerinden yapılırdı. Orta direk, ister istemez hem siyasetin hem de ekonomi temelli tartışmaların odak noktasıydı. Türkiye'nin, 1980'deki 24 Ocak kararlarıyla birlikte küresel ekonomik sisteme "entegrasyonu" ve ilerleyen süreçte kambiyo rejiminin değişmesiyle para piyasalarının da "liberalleşmesi", "orta direk" tabir edilen kesimi de önemli oranda etkiledi. Kapitalist ekonomiye tabi olan Türkiye de zengin-yoksul ayrımının ve makasının keskinleştiği bir noktaya sürüklenirken, orta direğin payına da yoksullaşma düştü. Özellikle Özal'ın başbakanlığı döneminde ciddi bir darbe yiyen orta direk için o dönem de "orta direk öldü" yorumları yapıldı. Çocuk halimizle "orta direk"in ne anlama geldiğini kavramaya çalışırken bolca enflasyon hayat pahalılığı ifadelerini duyuyorduk. pushfn('ads'); Aradan yaklaşık olarak 30-35 sene geçti ve gelinen noktada yine en önemli gündemimiz enflasyon ve hayat pahalılığı.. Orta direk bir kez daha ölmüş durumda ve bu 3-4 seneden beri devam eden buhrandan nasıl çıkılacağı da muamma. Alt üst olan fiyat dengesi ve gelirlerin giderlerle paralel olarak artmaması net bir fakirleşmeyi çok kısa bir sürede ortaya koymuş durumda. Bugün şöyle bir "fark" var. Artık ekonomik tartışmaların odağında orta direk yok. Artık bu tartışmalar ve değerlendirmeler " asgari ücret" üzerinden yapılıyor. Türk ekonomisinde referans noktası asgari ücret artık! İş gücü piyasasının yarısı, belki daha da fazlası sefalet ücretinden farkı olmayan asgari ücrete talim ediyor. Geri kalanların da önemli bir kısmı bu sefalet ücretinden biraz daha fazla ücret alıyor sadece. İşte bu "fark", kapitalist ekonomik uygulamaların, emeği değil de sermayeyi önceleyen siyasetin ve özellikle son dönemde yanlışta ısrar eden iktisat(!) politikalarının açık bir neticesidir. Türk halkının sistematik bir fakirleşmeye uğraması sonucu önümüzde durmaktadır. pushfn('ads'); Asgari ücrete rekor zam yaptığı iddiasındaki hükümet, kendi cebinden çıkmayan asgari ücret üzerinden siyasi prim toplamaya çalışırken, her nedense kendi cebinden çıkan işçi, memur, emekli zamları söz konusu olunca eli sıkı davranmakta. Politika yapıcıların ekonomi politikalarını belirlerken ve uygularken siyasi rant yerine halkın refahını düşünmeleri gerektiğine çarpıcı bir örnektir bu. En alt seviyeyi ifade eden asgari ücretin gösterge ücret kimliğinden sıyrılıp geçim ücretine dönüştüğü bir atmosferde işgücü piyasasının yarısı bu ücrete talim ederken orta sınıf da asgari ücrete yakınsıyor.