Osimhen'siz olmaz oldu

Şampiyonlar Ligi serüveninde emin adımlarla ilerlemek ve son 16 biletini garantilemek isteyen Galatasaray, kendi sahasında kritik bir yara aldı. Union Saint-Gilloise karşısında alınan 1-0'lık mağlubiyet, sadece haneye yazılan üç puanın kaybı değil, aynı zamanda takımın kadro derinliği, taktik esnekliği ve kritik oyunculara olan bağımlılığı konularında önemli sinyaller verdi.

Union Saint-Gilloise Teknik Direktörü David Hubert'in maç öncesinde, "Galatasaray'da Osimhen yoksa da Icardi var, Barış Alper var, Sane var..." sözleri, Sarı Kırmızılıların hücum hattının kağıt üzerindeki gücünü vurguluyordu. Ancak sahadaki tablo, bu isimlerin tek başına yeterli olmadığını gösterdi.

Teknik Direktör Okan Buruk, sakatlık ve cezaların yarattığı zorunlu rotasyonla adeta bir kadro mühendisliği krizinin ortasında kaldı. Maça çıkan ilk 11, mevcut en iyi oyunculardan oluşuyordu. Ne var ki, bu durumun kaçınılmaz bir sonucu vardı: Yedek kulübesi, özellikle hücum hattı ve orta saha için kritik hamle oyuncularından yoksundu.

Maçın kilit anlarında oyuna tempo katacak, yorgunluğu giderecek ve skoru değiştirecek bir koz arandığında, Buruk'un elinde sadece genç ve tecrübesiz isimler kalmıştı. Bu durum, futbol tabiriyle "kısa kalmış" bir kulübe demektir. Şampiyonlar Ligi gibi en üst düzey bir arenada, bu denli kısıtlı bir yedek kulübesiyle sonuca gitmek neredeyse imkansızdır.

Galatasaray, oyun kurgusunu büyük ölçüde Osimhen'in fiziksel gücü, sürati ve bitiriciliği üzerine kurmuş bir takım. Yıldız golcünün yokluğu, takımın hücum etkinliğini doğrudan düşürüyor. Rakip savunma üzerindeki sürekli baskı azalıyor, derin koşularla yaratılan alanlar daralıyor ve ceza sahasındaki odak noktası kayboluyor.

Bu problemin üzerine, hücum hattının bir diğer önemli silahı olan Mauro Icardi'nin henüz beklenen form düzeyine ulaşamamış olması eklenince, Osimhen'in boşluğu daha da büyüdü. Arjantinli yıldızın tam kapasiteyle oynadığı günlerde bu tür bir eksiklik tolere edilebilirken, mevcut haliyle hem fiziksel hem de zihinsel olarak tam hazır olmaması, takımın bitiricilik kalitesini dibe çekti. Sahada mücadele eden diğer hücum oyuncuları Barış Alper ve Sane de bireysel yeteneklerini takım oyununa tam olarak yansıtamayınca, Sarı Kırmızılılar rakip kalede istenilen baskıyı kurmakta zorlandı.

Belçika temsilcisi Union Saint-Gilloise, maça iyi hazırlanmıştı. Galatasaray'ın bu eksik ve dengesiz anlarını çok iyi analiz eden Hubert'in öğrencileri, tehlikeli kontra ataklarla ve hızlı geçişlerle Sarı Kırmızılı savunmanın dengesini bozmaya odaklandı.