Lüküs hayat

Yedi yıllık kupa hasreti, peş peşe gelen başarısızlıklar yokmuş gibi geldi stada Fenerbahçe taraftarı. Sezonun ilk maçıymış gibi, yeni bir sayfaya ilk notu düşecekmiş gibi doldurmuştu tribünleri. Sarı-Lacivertli takım da bu büyük destekle yeni bir başlangıçmış gibi başladı maça.17.dakikaya kadar Fenerbahçe'nin sağlı sollu atakları vardı. 4-1-4-1 oynayan Trabzonspor, yoğun baskı karşısında hatlarını birbirine yaklaştırmış, geriye yaslanmıştı. İki bek Samuel ve Szalai ileri çıkıyor, Fenerbahçe çok iyi kapanan Trabzonspor savunmasında bir boşluk yaratmaya uğraşıyordu. Seyirci desteği ile gelen bu baskıya karşın Trabzonspor sakin kalıp hızlı çıkışlarla golü düşünüyordu. Ancak Fenerbahçe'nin bu göreceli baskısı pozisyon üretmekten uzaktı. Top santrfor Serdar Dursun'a gelmiyordu. 17.dakikada İrfan Can Kahveci'ye çıkan kırmızı kart ve hemen ardından gelen Trabzonspor golü maçın hikayesinin ortasından geçti. Zorbay Küçük'ün faul bile çalmadığı pozisyonda VAR uyarısı ile kırmızı kartı çıkarması tartışmaya açıktı. Birçok hakem benzer pozisyonlarda kasti faul kararı vermezdi. Fenerbahçe, ligin lideri karşısında 10 kişi kalınca güç dengesi Trabzonspor lehine değişti. Karttan birkaç dakika sonra gelen Nwakaeme golü Fenerbahçe'nin gardını iyice düşürdü. Bu güç dengesizliğine rağmen Fenerbahçe skoru eşitleme şansı buldu ama golü bulamayınca ilk yarı düdüğü ile ümitleri de sona erdi. Zajc'ın devrenin bitiş düdüğü sonrası hakemin atağı bitirmeden düdük çalmasına tepki olarak öylesine vurduğu topun filelere gitmesi ise ilginç bir andı. Bir taraftarın sahada 70-80 metre rahat rahat koşup hakeme saldırması ise ciddi bir güvenlik zaafıydı.Trabzonspor oyun planı basitti. Kontrollü oynuyorlar, sakin kalıyorlar, topu kazandıklarında top çevirerek maçı soğutuyorlardı. Skor avantajı ve bir kişi fazla oynama lükslerini