Boğazdaki düğüm

Lucescu'nun maç öncesi yapılan basın toplantısındaki sözleri, Dinamo Kiev'i özetliyordu. "Psikolojimiz çok kötü" diyordu. İstanbul'a 11 saatlik yorucu bir otobüs yolculuğu sonrası gelmişlerdi. Maç başladığında Lucescu'nun ne demek istediği daha net anlaşıldı. Fenerbahçe'ye tatsız bir sürpriz yaparak Şampiyonlar Ligi yolundan çıkartan Ukrayna ekibi bir ayda daha da kötüye gitmişti. Fenerbahçe, bir önceki eşleşmede olduğu gibi yüksek tempoda başladı. Sağlı- sollu ataklarla Dinamo Kiev savunmasının dengesini bozmaya çalıştı. Dinamo Kiev bir önceki maç gibi kapandı, kontrataklarla çıkıp gol bulmaya çalıştı. Gustavo'nun golü Kiev duvarını yıkmadı ama bir delik açtı. Ve yine bir önceki maçtaki gibi 60 dakika direnen Ukrayna temsilcisi, Jesus'un yorulan takımda oyuncu değişikliği yapmakta ağır kalmasından yararlandı ve Fenerbahçe'nin temposunun düştüğü anda da golü buldu. Tabii bunda kaleci Altay'ın büyük hatası da vardı. Jesus 69. dakikada üç hamle yaparak oyuna biraz geç de olsa müdahale etti. Valencia, İrfan Can Kahveci ve yeni transfer Batshuayi'yi sahaya sürdü. Lucescu ise kadro olarak eşit olmayan mücadelede gücünü ekonomik kullanmak zorundaydı, karşısındaki büyük güç karşısında dağılmaktan kurtarmak için savunmasını sağlam tutuyordu. Kadıköy'deki ilk maç gibi son yarım saatte çok adamla hücuma çıkmayı da ihmal etmiyordu. Enerjisini yine son bölüme saklamıştı ancak takımı Fenerbahçe karşısında üstünlük kuramıyordu.Bir satranç müsabakası gibi düşünürsek, iki hoca da bildiği hamleler üzerinden gitmişti. Daha önceki maçlar gibi davranmış, hamlelerini