Erdoğan farkı

MİLLET İttifakı yavaş yavaş yok oluyor. Olası Cumhurbaşkanı adaylarından biri 3 yıldır İstanbul'a tek bir proje üretememiş, kentte yaşayanlar kar nedeniyle yollarda mahsur kalırken o balıkçıda İngiliz elçi ile rakı-balık sefası sürer. Yetmezmiş gibi ağırladığı Amerikalı elçinin İngilizce konuşmasından tek bir kelime bile anlamadığını, "BEN İYİYİM" diye cevaplar. Evet bu iki Ekrem İmamoğlu. CHP'nin bir diğer adayı Kemal Kılıçdaroğlu ise eline tutuşturulan tüm yalanları "FAKİRLİK" edebiyatı için okurken, bir anda geceliği 100 bin liradan fazla İstanbul'un en lüks otellerinden birinin Başkanlık Suiti'nde iftiralar atar. Davutoğlu, babacan veya Akşener'i henüz anlatmaya gerekecek bir adımları bile yokken, kalkıp Türkiye'yi yönetmeye talip oluyorlar. Bu konuyu fazla uzatmadan kapatalım ve gerçeklere gelelim. Yani Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük şansı Tayyip Erdoğan'a... Uluslararası siyasetin nabzı Ankara'da atacak. Başkan Erdoğan yarın Ukrayna'ya gidiyor. Ardından Rusya lideri Putin Ankara'ya geliyor. Gelecek ay da İsrail Cumhubaşkanı Herzog, Ankara'yı ziyaret edecek. Bu zirve görüşmeler, bölgesel ve uluslararası denklemde derin anlamlar içeriyor. ABD-Biden (NATO) ile Rusya-Putin'in bilek güreşine sahne olan Ukrayna satrancında küresel aktör olarak Başkan Erdoğan masaya oturacak. Başkan Erdoğan'ın Putin ile yapacağı görüşme sonrası, ABD Başkanı Joe Biden ile telefon görüşmesi gerçekleşecek. TÜRKİYE büyük oynuyor. Türkiye, Ukrayna'nın NATO üyeliği yanında yer alıyor. BM ve AGİT gibi uluslararası örgütlerde de birbirini destekleyen iki ülke, askeri alanda da ikili ilişkilerini geliştiriyor. Askeri alandaki ilişkiler sadece ikili düzeyde sınırlı değil. NATO-Ukrayna Komisyonu, BLACKSEAFOR ve Karadeniz