Çilingirin adı Gedson

Başlangıçlar hep sıkıntılı olur. Tadı-tuzu olmaz, futbol adına da pek keyif alamazsınız. Konferans Ligi'ndeki temsilcimiz Beşiktaş, bu kulvardaki arzulu-iştahlı, akıcı futbolunun çok uzağındaydı Karagümrük maçının ilk yarısında. Bunun da temelinde, rakibin kontrollü ve alan daraltan oyun anlayışının yanı sıra, adam markajını öne çıkarmasıydı. Beşiktaş'ta ise, Karagümrük'ü üzerine çekip, savunmadan oyun kurma isteği, bu yarıda pek başarılı olamadı. Kartal, rakibin kalabalık savunma anlayışına son vermek için her yolu denedi, paslarla üçüncü bölgeye inmek istedi. İstedi istemesine de, gelin görün ki bırakın pozisyon üretmeyi, duvara çarpıp, geri döndüler! Yani rakibin kilidini açacak ne çilingir, ne de Aboubakar'a asist yapacak, kimsecikler yoktu! Düşünün, koskoca ilk 45 dakikada dişe dokunur tek pozisyon Aboubakar'dan geldi. Tecrübeli futbolcu soldan indi, ceza alanına girdi, çizgiye yakın yerden aşırtmak istedi, kaleci topu kontrol etti. Muleka'nın da şutları yok değildi, ancak kaleyi bulamadı. Karagümrük'ün de çok başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Sadece takım savunmasını başarıyla yaptı. Pozisyon mu Nerdeee, bir-iki cılız şut, hepsi o kadar! Bir ilk yarıya bakın, bir de ikinci devreye... Vitesi yükselten Kartal, hem o baş döndüren pas trafiğini yakaladı hem de oyunu tamamen rakip alana yıkarken, pozisyon üretimleri de arka arkaya geldi. Nitekim 48'de penaltı geldi. Rayyan, ceza alanına topla giren Aboubakar'ı indirdi, karar penaltı. Atışı tecrübeli golcü kullandı, gelin görün ki, Arjantinli file bekçisi Dituro gole izin vermedi. Bu penaltı, rakibin savunma anlayışını ortadan kaldırabilecek en büyük fırsattı bence. Kartal'ın bu baskısı kuşkusuz pozisyon üretimine olumlu yansımalar yaptı. 60'da Onur çaprazdan sert vurdu, Dituro tokatladı,