Bonkör Kartal!

Beşiktaş'ın lig maçlarını Gelibolu'da olmam sebebiyle evde eşimle birlikte izliyorum. Kendisi bazen çok güzel yorumlar yapıyor, farklı pencereden bakıyor. Bu kez hadi bir değişiklik olsun dedim ve ortamı değiştirdim. Gelibolu'daki Beşiktaş'lı dostların yanına gittim. Hakan, İbrahim, İsmail, Ahmet ve dernek başkanının eşi Aslı, hepsi de Beşiktaş sevdalısı... Onların konuşmalarına kulak verdim, acaba Kartal'ın oyununa nasıl yaklaşıyorlar, merak ettim. Fanatik olduklarını biliyorum, ancak ilk yarı süresince oldukça sessizdiler, şaşırdım! Sanırım Beşiktaş'ın Hatayspor'u rahatlıkla yeneceklerini düşünüyorlardı. Nitekim, henüz kronometre 31. saniyeyi gösterdiği anda Weghorst'un klas vuruşuyla birlikte attığı golle ayağa kalktılar, o sessizlik bir anda ortadan kalktı. Tabi ki bu golde asisti yapan Muleka kadar, Salih Uçan'ın katkısını unutursak ayıp ederiz. Tek farklı önde olmanın ne kadar riskli olduğunu biliyoruz, onlar da farkındaydılar, ikiyi hatta üçü beklediler. Nitekim 11. dakikada orta hakem Weghorst'un cezaalanı içinde düşürülmesinde beyaz noktayı gösterdi, herkes ayağa kalktı, gelin görün ki Salih Uçan'ın ofsayt pozisyonunda olması bir çuval inciri berbat etti, VAR devreye girdi! Maçın başlamasıyla birlikte vites yükselten, rakip kaleye sürekli baskı yapan Beşiktaş'ın, orta sahada boşluklar bırakması kuşkusuz ev sahibi takımın işine yaradı. Nitekim, 34'de El Kaabi, net bir pozisyon yakaladı, onu da üstten dışarı atarken, kendisi de, biz de şaşırdık! Beş taraftarın bu yarıda ortak bir görüşü vardı, katılmamak mümkün değil. Özellikle rakibin orta sahayı elini - kolunu sallayarak geçmelerine sinirlendiler, öyle ki Gedson ya da Tayfur'un o alanı kontrol edebileceğini savundular, bence de! Tek farklı galibiyetlerin