Adalet sokak çetelerine mi kaldı!

Geçen yıl bu zamanlar Diyarbakır'da kendi halinde bir vatandaş. Ergün Arslan. 40 yaşında. Sur ilçesindeki Anzele Parkı'ndan geçerken, yaşları 16 -22 arasında olan bir grup tarafından dövülerek öldürüldü. 12 yaşındaki kız çocuğunun fotoğrafını çektiği iddiasıyla. Adli Tıp raporunu görmek istemezsiniz. İşlenen vahşet akıl alır gibi değil! Bir grup çocuk babaları yaşındaki bir adamı birkaç yerinden bıçakladılar, metal tesisat anahtarıyla yüzüne, kafasına defalarca vurdular. Dişleri dökülünceye kadar yüzünü yumrukladılar. O haliyle sokaklarda dolaştırıp getirip karakolun önüne attılar. Kamera kayıtlarına yansıyan çoğu siyahlar giyinmiş "sokak çetesi" görüntüsü veren bu çocuklardan önce 7'si gözaltına alındı, 5'i serbest bırakıldı. Soruşturma aşamasında tutuklu sayısı 3'e çıktı.Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen duruşmada bu davanın tutuklu sanıklarından biri daha serbest bırakıldı. Oysa kamera kayıtlarında etrafı bir grup çocuk tarafından çevrilmiş, sokaklarda yaka-paça kanlar içinde dolaştırılan Arslan'ın hayli bariz görüntüleri var. Sonuçta karşı tarafın avukatlarından biri, "bu vahşettir" diyerek davadan çekildi. İftiraya uğramış bir adam da bir grup tarafından linç edilerek öldürülmüş olarak kaldı. İşin kötü yanı linç girişimine haklı bir gerekçe üretmek ister gibi fotoğrafı çekildiği iddia edilen kız çocuğu ile annesinin ifadesine de başvuruldu. Çocuğa, Ergün Arslan'ın fotoğrafı gösterilerek, fotoğrafını çeken kişi olup olmadığı soruldu. Çocuk, fotoğrafı çeken kişinin başkası olduğunu söyledi. Medyanın geneli "linç edilerek öldürülen Ergün Arslan'ın suçsuz olduğu, fotoğrafı çekmediği anlaşıldı" cümleleriyle olayı haberleştirdi. Buradaki en büyük sorun da bu! Kız çocuğunun fotoğrafını çeken öldürülen şahıs olsa ne olacaktı Bu linç girişimini hak etmiş mi olacaktı Bu ülkenin polisi, emniyeti, yargısı yok muTarihte, insanların haksız yere iftiraya uğraması ve ardından toplum tarafından linç edilmesi, maalesef dünyanın her yerinde sıklıkla görülen bir olay. Ancak medyanın bu tür olayları hâlâ sıradan, olağan bir durum gibi vermesinin önüne geçebiliriz. Bugün Türkiye'nin neredeyse hemen her ilinde sayısız sokak çetesi oluştu. Mahalleli çocuklar gruplar halinde gezip kendi kendilerine adalet dağıtıyor. Üzerlerinden silah, bıçak, sopa, demir çubuklar eksik olmuyor. İnsanların itibarını zedeliyor, hayatını altüst ediyorlar. Daha da kötüsü gerçekleştirdikleri eylemin acımasız sonuçlarının bir hukuk devletinde bile artık bir karşılığının olmadığına inanıyor olmalılar ki, müthiş pervasızlar! İşledikleri cinayetleri meşrulaştırmak adına iftiranın, ahlaki gerekçelerin arkasına sığınmaları bundan. Böyle böyle palazlanıp sonrasında bu eylemleri haraç, çek senet, adam kaçırma gibi olaylarla bir kazanç kapısına çeviriyorlar.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6960623;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6960623;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarbelma-akcuraadalet-sokak-cetelerine-mi-kaldi-6960623' });Bu yüzden medyanın bu tür haberleri kamuoyuyla paylaşırken, iftira ve linç kültürü arasındaki ilişkiyi iyi analiz etmesi gerekir. Çünkü bir kişiye karşı asılsız suçlamalarda bulunarak