Yeni Dünya Düzeni kurulurken, yepyeni savaş stratejileri de beraberinde geliyor. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yeni savaşlarda tankın topun bir hükmü kalmadı. Teknolojiyi ve digital silahları kullananlar bundan böyle kazanan taraf olacak. İngiliz İndependent'ta emekli bir Türk General'in yazdığı etkileyici bir makale vardı. Askeri üstünlük yerine karmaşık alan savaşlarını anlatan nefis bir makaleydi. "Artık kazanmak için toprağı değil, ağları yönetmek gerekiyor." diye başlıyordu. "Ağ merkezli hakimiyet stratejisinin" yeni savaşlarda nasıl öne çıktığını anlatıyordu.
Kazanan olmak istiyorsanız "Siber uzay yeteneklerinin olağanüstü gelişimi"ni sağlamanız gerekiyordu. Yeni politika ve diplomasi yöntemleri (ağ – network - temelli ) yürütmek zorundaydınız. Sert gücün yeni araçlarına (6. nesil hava sistemleri ve insan-insansız hibrit muharebe) teknolojilerine sahip olmanız kaçınılmazdı. Bilişsel savaş (cognitive warfare) veya enformasyon savaşı (info warfare) bunun dördüncü ayağını oluşturuyordu. Elon Musk'a ait uzaydaki Starlink uyduları Rusya Ukrayna savaşında açık istihbarat sağlıyordu. Generalimiz, "Siber uzay, diğer ayakları birbirine bağlayan sinir sistemi haline geldi" diyordu.
Dünyaya hükmetmek isteyenler uzayda savaşların sinir sistemini kurarak yeryüzündeki diğer üç ağı yönetecek konuma gelmişti. Devletler artık büyükelçilerle değil, algoritmalarla ve platformlarla konuşuyor. Çin'in WeChat diplomatları, Rusya'nın Telegram bot orduları, ABD'nin X (Twitter) ve Discord üzerinden yürüttüğü "public diplomacy 2.0" operasyonları network temelli diplomasinin bir örneğiydi. "Diplomasi artık kapalı salonlardan milyonlarca nod'un bulunduğu dijital ağlara taşındı" diyordu generalimiz.
İyi bir asker demek artık yalnız bir piyade demek değildi. Dronelar, sensörler, yapay zekâ ve diğer insaninsansız takımlarla gerçek zamanlı veri paylaşan bir "Bağlantılı ağ savaşçısı"ydı. ABD'nin F-47 olarak anılan 6. Nesil platformu, tek başına uçmuyordu. Yanında 5-10 adet "sadık kanat" (loyal wingman) insansız uçakla birlikte bir "ağlı filo" oluşturuyordu. Bu insansız uçaklar hem keşif, hem elektronik harp, hem de silah platformu olarak görev yapabiliyor. İnsan pilot sadece karar verici; asıl savaş yükünü yapay zekâ ve otonom sistemler üstleniyordu.
Siber savaşlarda gelinen noktayı da örneklendiriyordu. Mesela Rusya'nın 2022'den beri yürüttüğü bot operasyonları çarpıcı rakamlar sunuyordu Telegram'da 3.006'tan fazla bot hesabı tespit ediliyor, sadece Ukrayna'da işgalin ilk yılında 316 bin yapay yorum üretiliyordu. Ukrayna, Rusya ve Moldova'da toplam 3 milyondan fazla yapay yorum bırakılıp, algı savaşı yürütülüyordu. Moldova örneğinde yapay zekâ yorumlarının yüzde 95'i birbirine benzemiyordu. Yapay zeka ile üretilmiş toplumları yönlendirme yorumları çığ gibi insan zihinlerine ateşleniyordu.
Tek bir bot aynı anda onlarca farklı kanalda, farklı kişiliklerle yazabiliyor, hatta gündüz-gece ritmini taklit edebiliyordu. İz sürüldüğünde hesaplar anında siliniyor veya kişilik değiştiriliyordu. Benzer taktikleri X (Twitter) platformunda da görüyoruz. Dimitri, Maria, Ivan gibi Rusçaİngilizce karışık "

12