İsrail'in İran'ı vurduğu günlerdi.
Bir arkadaşım sohbette "Endişeliyim İsrail bizi de vurur mu" dedi.
Çok ilginç bir ruh haliydi.
Yüzüne baktım "Keşke öyle bir hata yapsa" dedim. Biz ne Filistin, ne Lübnan, ne Suriye, ne Yemen veya İran'dık.
Birçok insan daha bunu farkında bile değil.
Türkiye'nin gücünü anlatırken gölge CIA Stratford'un başkanı binlerce kişinin gözünün içine bakarak söylüyor.
"Türkiye isterse 2 saatte Fransa'yı, 3 saatte Almanya'yı istila eder" diye. CIA eski başkanı "Türklerle savaşa girecekseniz orada durup iki defa düşünmeniz lazım.
Türkler Araplar gibi değil" diyor. Hindistan Genelkurmay Başkanı Pakistan'la savaşı neden uzatmadıklarını anlatırken "Bazen savaşa girerseniz ama kontrol edemeyeceğiniz şeylerle karşılaşırsınız" diyor. Kontrol edemedikleri Türk SİHA'ları. Saldıran ülkeyi anında masaya oturtup pes ettiriyor.
Üstelik kimsenin anlamadığı veya düşünemediği konular da var. Biz NATO ülkesiyiz.
Bize saldıracak olanın on defa düşünmesi lazım. Üstelik sadece bu ülkeden ibaret değiliz. Biz Ortadoğu'yuz, Afrika'yız, Balkanlarız, Kafkaslarız, Türk ve İslam ülkeleriyiz.
Bize yapılacak en ufak bir saldırıda dünyanın her yerinden koşmaya hazır milyonlarca halklar, gönüllüler ordusu var.
Suriye'de Türkiye'nin nüfuzunu kırmak ve ülkeyi parçalamak isteyen İsrail'in kışkırttığı Dürziler, karşılarında aşiretleri buldu.
Ankara'nın bir ıslığı ile Afrika ve Ortadoğu'dan binlerce aşiret silahları ile koşup, İsrail tezgahının karşısına dikildi. Bu durum sadece düşman ülkeler için geçerli değil. Bazıları ülke içinde sokakları karıştırmak için kendini yırtıyor, her türlü provokasyon girişiminde bulunuyor.
Çatışma ortamı isteyip iktidarı ele geçirmek isteyeler rüyaya yatıyor. Anket yapıyorlar "Terörsüz Türkiye'ye karşıyım" diyenler yüzde 30larda çıkıyor. Üzülenler var terör bitiyor diye. Karışsın istiyorlar her yerin. Onlar da çok iyi bilmeli ki, tüm dünyada Erdoğan sevgisi tsunami olmuş dev dalgalara dönüşmüş durumda.
O dalgaları da çok iyi hesap etmek zorunda Türkiye'de acaba çatışma ortamı kurabilir miyiz diye hayal dünyasında yaşayanlar. Erdoğan'dan başka ülkemizde siyaset yapan hiçbir liderin yeryüzünde karşılığı yok. Peşlerinden gidecek 100 kişi bile bulamazlar dışarıdan.
Tanıyan, bilen yok. CHP'nin dış ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı da çıkmış "Afrika'da bakkal dükkanı açar gibi bu kadar elçilik açılır mı" diye iktidarı eleştiriyor.
O elçiliklerin sayısı bile yetersiz. Afrika'da her yerde Osmanlı ve Türkiye sevdalıları gözyaşları ile "Nerede kaldınız" diyerek kucaklıyor elçilerimizi. Bu kadar vizyonsuz, bu kadar dünyadan ve Türkiye'nin devasa dış gönüllü ordularından habersiz bir muhalefetimiz var ki evlere şenlik. "Neden daha fazla elçilik açmıyoruz.
Yetmez" diyeceklerine, buna yönelik çalışmalarla alay edip dalga geçilecek duruma geliyorlar.
İsrail ve Batı tabii ki Türkiye'nin karışmasını, bölünmesini isteyecek. Her türlü fitneyi fişleyecekler.
Hiç durmayacaklar. Ancak bu ülkeye saldıramazlar.
Hiçbirinde bizdeki dünya çapında GÜÇ, gönüllüler ve istihbarat orduları yok. Trump tüm askeri stratejistlerin önüne koyduğu "Ankara ile yürümek zorundayız" şeklindeki raporları okuyup gördüğü için bugün Türkiye'ye yanaştı. Tüm dünyayı tek başlarına yönetemezler. Üstelik bebek katili İsrail'in üzerine bindiği eşeğe döndüğü için tüm dünyada büyük bir nefret dalgası ile karşı karşıyalar. Yıllardır bu sütunlarda "