Korkunun yayıcısı
SİYONİZMİN patronu küresel sermayedir. Dünyanın en zengin ve güçlü aileleri bu ideolojiyi yeryüzünde hakim kılma adına 200 seneyi aşkın planları devreye sokan kişilerdir.
Günümüzde en büyük hayalleri Hristiyan-Müslüman çatışması üzerinden 3. Dünya Savaşı çıkarmaktır. Bu uğurda yıllardır bir proje üzerinde çalışıyorlar.
Bir yanda ABD'de tükenmek üzere olan Evanjelist Hristiyanlığı patlatarak ülkede hakim güç kıldılar. Yahudi eliyle yazılan Hıristiyan Evanjelizmin temelinde "Hz. İsa gelene kadar savaş.
Büyük savaş Armegedon mutlaka bir gün çıkacak.
Böylece Mesih İsa dünyaya gelecek. Mesih'e ulaşmak istiyorsan Armegedon fitilini ateşle ve Yahudilerle işbirliği yap" inancı vardı.
Diğer yanda ise kullanışlı malzeme İngilizler'in kurduğu Vehhabilik yani Selefilik vardı.
Evanjelizmden bir farkı yoktu.
Vehabiler de "Ölene kadar öldür" diyordu. İki öldürmeyi seçmiş mezhebi birbirine vurdurup kırdırırsan 3. Dünya Savaşı patlak verir, böylece savaşlardan beslenen zengin aileler ve Siyonizm en kârlı çıkan olurdu.
Evanjelizm'i kurdukları kiliseler vasıtasıyla ABD'ye yayıp bu ülkeye hakim olması hatta daha da ileri giderek siyasette de güç sahibi olması ile projenin ilk ayağını sağlama aldılar. Ardından Soğuk Savaş döneminde Evanjelist ABD, Vehhabiliği İngilizler'in elinden alarak kendine bağladı. Böylece en tepede Siyonizmin hakim ve patron olduğu bir çatının altında Evanjelizm-Vehhabilik şirketi kuruldu. Yeni Dünya Düzeni'nin kurulmasında kullanılacak olan bina ve ofis artık hazırdı.
Suudi Kral'ın geri çekilip ülkesinde tüm ipleri eline verdiği Veliaht Prens Salman, yetkiyi alır almaz 8 Mart 2018'de ilk ziyareti Londra'ya yapıp, kurucularının Kraliçesine el öperek saygılarını sunuyordu. Ancak Kraliçe ona kırgındı. Bu yüzden yarım saat kapıda bekleterek tepkisini ortaya koyuyordu. Sen nasıl olur da kurucunu bırakıp Amerikan malına dönüşürdün
Prens Salman iki hafta sonra da soluğu ABD'de alıyor ve artık yeni patronu olan sahibine bağlılıklarını bildiriyordu. Çünkü babası ona gücü devrederken "Ben yıllar önce ülkemizi Amerikalılar'a verdim. Önce İngilizler'in gönlünü al" diye nasihat ediyordu. Prens Salman Mart 2018'deki ABD gezisinde Karen De Young'a röportaj verip "Vehhabiliği Soğuk Savaş döneminde Amerika'nın isteği üzerine yaymaya başladık" diyordu.
Muazzam bir itiraftı bu. Kimse üzerinde tartışmadı. Halbuki ABD'nin sahibi Yahudi lobiler ve Siyonizm'di. Yani Prens Salman aslında "Vehhabiliği yaymamız talimatı Yahudi lobilerden Siyonizm'den geldi" demek istiyordu. O yüzden bugün "Beni Gazze'de olanlar, Filistinliler hiç ilgilendirmiyor" diyerek açık açık sahiplerine bağlılığını bir kez daha teyit ediyordu.
Ancak günümüzde Soğuk Savaş dönemi bitmiş ve Sovyetler dağılmıştı. Üstelik yeni bir siyonist egemen Yeni Dünya Düzeni'ne ihtiyaç vardı. Dünyanın her yerine ABD'nin desteği ve isteği üzerine Vehhabiliği yaymak üzere emir alan Suudlar harekete geçti. Bu uğurda yüzlerce milyar dolar harcayarak yeryüzünün her yerine camiler, medreseler inşa ettiler.
"Ölene kadar öldür" diyen inançlarını anlatması için imamlar gönderdiler. Avrupa ülkelerinin bile tamamında, ABD'de, Asya ve Afrika'da, Balkanlar'da, İslam ülkelerinde artık Vehhabilik merkezleri vardı ve harıl harıl sadece öldürmeyi düşünen adam devşiriyordu. Amerika'yı esir alan ve yöneten Siyonizm böyle istiyordu. Yapacak bir şeyleri yoktu. Avrupa Irkçılığa Karşı Ağı'na göre, AB başkenti Brüksel'de bile 2016 itibarıyla Müslümanlar'a yönelik İslam üzerine verilen derslerin yüzde 95'inde Suudi Arabistan'da eğitim almış vaizler kullanıldı.
Şubat 2017'de Belçika Tehdit Analizi Koordinasyon Birimi Suudi destekli Selefiliğin Belçika'da ve diğer ülkelerde yayılmasından duyduğu endişeyi dile getirdi. "Avrupa ve Belçika'daki camilerin ve İslam merkezlerinin giderek artan sayısı Vehhabilik tarafından kontrol ediliyor" diye rapor yayınlıyordu.
İngiltere istihbaratı tarafından görevlendirilen Henry Jackson Derneği, İngiltere'deki Selefi camilerinin sayısının 2007'de 68'den 2014'te 110'a çıktığını anlatıyordu.
"ABD'nin tüm dünyaya yay" diye talimat verdiği Vehhabiler önce El Kaide bünyesi altında toplanıyor sonra DAEŞ'e transfer edliyordu. Vehhabi El