Komik şey

CHP lideri Özgür Özel'in, Ekrem İmamoğlu aşkına Belçika'da düzenlediği mitinge kahkahalarla güldüm. İsrail'in kölesi milletvekilini bile kürsüye çıkarıp Erdoğan'a saldırttılar.
Mesela bunu normal karşıladım. CHP tabii ki İsrail hizmetçisi ve uşağı ile saldıracaktı.
Aksi anormal olurdu.
Nobel barış ödülü alan Venezuelalı muhalife bile Ekrem İmamoğlu cezaevinden "Seninle gurur duyuyoruz" diye methiyeler düzen mektup gönderdi. O Venezuelalı muhalif Amerikancı ve İsrail kölesi bir uşaktı.
Barışçılığı falan hikayeydi. Nobel'i boşuna vermezlerdi.
Solcu Devlet Başkanını indirmeye çalışıyordu.
İmamoğlu, İsrail ve Amerika'yı ülkesinde solcu başkana karşı darbe yapmaya çağıran sağcı muhalife öpücükler gönderirken CHP'nin nasıl bir evrim geçirdiğini de gözlere sokuyordu.
CHP'de solculukmolculuk kalmamıştı artık. Sadece laftaydı.
Sağcı Siyonist Muhalifi kutlayan mektup aslında İsrail'e de mesaj gönderiyordu. "Beni cezaevinden çıkarın.
Ben de sizdenim" diye. Venezuelalı muhalif de İsrail'e mektup gönderiyordu "Gelin burada darbe yapıp solcu başkanı indirin" güzellemesi yaparak. Büyük bir ihtimalle Ekrem Bey "Nobel ödülü" hayalleri de kuruyordur gibime geliyor.
Tüm bunların hepsini normal karşıladım.
CHP diye bir şey yok artık. EİKP var. Her türlü kılığa giren bir parti... Açılımı Ekrem İmamoğlu'nu Kurtarma Partisi yani. İngilizlere takılıyorlardı. Hayal kırıklığına uğradılar haklı desteği bulamadıkları için. "Küstük size, konuşmuyoruz" bile dediler. Şimdi Avrupa'nın başkentinde yine gavurdan medet umup Türkiye'yi şikayet ediyorlar. Bir süre önce de İspanya Başbakanı'na şikayet ettiler Erdoğan'ı. Adam dinlerken "Tanrım bu neler söylüyor ya! Bana ne sizin iç politikanızdan.
Bir dünya sıkıntım var, bana yetiyor.
Özgür gelmiş bana ne anlatıyor" demiştir kesin. Çünkü bakışlarıyla öyleydi.
CHP'nin 1500 kişilik minik kalan Belçika mitinginde beni en çok güldüren olay ise "Türkiye laiktir laik kalacak" şeklindeki sloganlardı.
Çünkü bilinçaltımda yer edinmiş bir olay hemen fırlayıverip kahkaha atmama yol açtı. Ecevit'in Başbakan olarak Beyazsaray'a yaptığı ziyareti hatırladım.
Başkan Clinton "Sayın Ecevit, dünyada büyük gücü ve nüfuzu olan sayılı ülkelerden birisiniz.
Balkanlardan Kafkaslara, Orta Asya'dan Ortadoğu ve Afrika'ya kadar muazzam bir yumuşak gücünüz var. Geçmişten gelen gönül bağlarınız hiçbir ülkede yok.
O yüzden gelin birlikte çalışalım" diyordu. Ecevit kararlı bir şekilde cevap veriyordu; "Türkiye laiktir laik kalacak" diye. CHP'nin bu ülkede sadece ve sadece tek gündemi buydu. Başka bir hizmet anlayışı, proje vs. hiç yoktu. Tabii Clinton anlayamıyor, afallıyor ve tekrar aynı çağrıyı yapıyordu.
"Sizin yeryüzündeki muazzam güç ve nüfuzunuz aşkına birlikte çalışalım" diye. Ecevit tekrar "Türkiye laiktir laik kalacak" cevabını veriyordu. O yüzden o dönemde Türkiye kurulan masalara garson bile yapılmıyordu.