Gönül ağları

Demir ağlarla ördük yurdu diye şarkılar yapanlar tek bir çivi bile çakmadı bu ülkeye. Üç kuruşluk Marshall yardımı alacağız diye anlaşmaya imza attılar. O anlaşmada Tren yolları asla yapmayacağız diye garanti veren maddeyi onayladılar.

Memleketi Sultan Abdülhamid Han'ın yaptırdığı raylar üzerinde kara trenlerle idare ettiler. Hatta bunun bile utanmadan şarkısını dinlediler ve söylediler yıllarca. "Kara Tren gelir" diye. Biz o kara trenle kağnı arabası gibi kahredici yolculuklar yaparken Batı'da uçak gibi giden emsalleri vardı.

Yurtdışına çıkıp döndüğümüzde günlerce o uçak gibi trenleri anlatıyorduk eşe dosta. "Vay be adamlar raylar üzerinde uçuyor" diye sohbet ettiğimiz mekanda "Kara tren" şarkısı dinleyerek hem de. Türkiye şimdi tüm yurdu demir ağlarla ve hızlı trenlerle donatıyor. Bu ülkeye tek ray bile döşemeyeceğiz diye Marshall planına imza atan o zihniyet, günlerce aylarca hızlı tren projelerine şiddetle karşı çıktı.

Yerden yere vurdu. İsraf diye bağırdı. Oturdukları plazalardan kadeh kaldırarak Batı'nın refahını ballandırarak hayranlıkla anlatırken, yazarken, bu ülkenin refahı için yapılan tüm yatırımlara karşı çıktı bu ezikler. Allah'a şükürler olsun ki ülkemde alt yapıya yapılan yatırımlar, örülen ağlar bugün Batı'da yok. Geleceğin ağlarını örüyoruz ve meyvelerini alacağız. Tabii sadece bu projelere imza atılmıyor.

Tüm dünyada da hem ekonomik hem askeri hem de GÖNÜL AĞLARI örülüyor muazzam bir şekilde. Ne işimiz var dışarıda diye bağıran ittihatçı ve teslimiyetçi ezik zihniyet yıllarca bu ülkeyi Türbanla uğraştırıp tek bir çivi çaktırmadığı gibi, dışarıya çıkmamıza da takoz oldu sürekli. Türkiye bu eziklere aldırmaksızın son 20 yıldır dışarıda gönül ağlarını örüyor. Buna yatırım yapıyor. Bu ezikler kör takılsa da gördükleri halde yok saysalar da yapılan her yerli ve milli yatırıma Batı hayranlığı ile doldurulmuş "Biz yapamayızcı" kafaları ile saldırsalar da uçaklar kalkıyor artık binlerce km uzaklara, trenler de uçuyor ufuk çizgisinin çok ötelerine. Bizim yerli eziklerin bakar-görmez körlüğüne rağmen Batı her şeyin farkında.

Nitekim bir haber satır aralarında kayboldu gitti önceki gün. O haber aynen şöyleydi; "İngiltere'de Ekonomi ve İşletme Araştırmaları Merkezi'ni yaptığı modellemeye göre 2043'te Türkiye'de kişi başına düşen milli gelir İngiltere'den yüksek olacak. Kanada ve Fransa bile hem Türkiye'nin hem de İngiltere'nin gerisinde kalacak." Bizim ezikler, Ekrem İmamoğlu yolsuzluktan içeri alındığında "İngiltere'ye küstük. Hiç tepki vermedi" diye ağlıyorlardı. O çok güvendikleri İngiltere, "Yakın bir gelecekte Türkler bizi ekonomik olarak sollayacak" diye ağlıyor. Ancak dedik ya bunlar sevdikleri, gönül verdikleri ülkelerden Türkiye hakkında olumlu bir ses gelirse buna bile sağır takılırlar.

Çünkü "Hayır biz yapamayız, edemeyiz" saplantısı bunlarda histeriye dönüşmüştür. Tedavisi yok maalesef. Dışarıda muazzam ekonomik anlaşmaların yanı sıra askeri anlamda da çok sayıda gönül dostu ülkeyle askeri anlaşmalar da yaptık. Mazlum ve sömürülmek istenen, silahsız bırakılıp korunmata muhtaç ve bağımlı hale getirilen dost ülkelere bugün artık Türkiye hamilik yapıyor. Korunmaları için her türlü ileri teknoloji savunma sanayii ürünlerimizi onlarla paylaşıyoruz.