Global tasfiye

EKREM İmamoğlu ve Özgür Özel'i parlatan 3 kişiden biri olan CHP'li dostum yıllar önce beni şaşırtan bir iddiada bulunmuştu.
Kimsenin aklına bile gelmeyecek bir iddiaydı bu.
O dönem Kemal Bey partinin başındaydı. Bana "Özgür Özel partiye başkan olacak" demişti.
Şaşırmış ve inanmamıştım.
6 ay yazamadım bana gülerler diye. Ancak dayanamadım ve bir gün bu sütunlarda "Özgür Özel'i CHP başkanlığına pazarlayanlar var" diye birkaç cümle yazdım. Onun adını ilk gündeme getiren kişiydim. CHP'li dostum Amerikalılarla çalışıyordu.
Vardır bir bildiği diyerek yazdım.
Aradan uzun zaman geçti.
Bir süre önce o CHPli dostumla tekrar sohbet ettik.
Henüz yolsuzluk soruşturmaları gündemde hiç yoktu.
Bu defa ben ona iddialı bir öngörüde bulundum. "CHP'de ne Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu, ne Özgür Özel veya Mansur Yavaş hiçbiri kalmayacak. Hepsi tasfiye olacak" dedim.
Şaşırdı. "Neden" diye sordu. CHP'yi yönetenlerin veya buna talip olanların Avrupa'ya yakın olduğunu anlattım. Ekrem İmamoğlu Almanya ve İngiltere'de yuvarlak masada küresel sermaye ile buluşmuştu. O masada Goldman Sachs, JP Morgan, Morgan Stanley, Citi Group, Credit Suisse, HSBC, Barclays. ve KKR, 3i, BlackRock, BlackStone, Standard Life Aberdeen, Bridgepoint Capital Group gibi fonlar vardı. İmamoğlu'na tam destek ve kredi yağdırdı bu küreselcilerin ağa bababaları. Londra'da Chatham House'u da ziyaret etti İmamoğlu.
"Yuvarlak masacılar" adıyla 1900'lerin başında kurulan Chatham House "Kraliyet Uluslararası ilişkiler enstitüsü" adını da taşıyan İngiliz derin devletinin bir numaralı merkezlerinden biriydi.
İsrail devletinin kuruluşuna dahi öncülük eden Osmanlı'yı parçalayan Sykes Picot ve Sevr'in dahi mimarı olan bir kuruluştu.
Aynı Ekrem İmamoğlu bu derin ziyaretler ve destekten sonra, 6 milyon İstanbullunun sokakta kardan mahsur kaldığı gecede "Çok önemli konular var" deyip boğazda İngiliz elçiyle rakı balık yapıyordu. Adeta tarafını gözlere sokuyordu.
ABD'de ise küreselcilerin başkanı Biden tahtından indirilmiş, askerlerin ve ulusalcıların desteklediği Trump iktidara gelmişti.
"En büyük düşmanım küresel sermaye" diyen, Çin'i büyüten İngiltere'ye Kanada üzerinden tokat üstüne tokat atan bir ABD vardı artık. Üstelik CHP ABD temsilciliğinde de büyük bir kavga yaşanıyordu. İsrail lobilerinden ve düşünce kuruluşlarından çıkmayan Amerikan CHPlileri birbirini yiyor, başkanı indiriyor, birbirlerine dava üzerine dava açarak ABD'de bile suç duyurusunda bulunuyordu.
ABD temsilcisi, Özgür Özel'i eleştiriyor, partiden ihraç ediliyor, "Kemalci-Özgürcü- Ekremci-Mansurcu" kavgası Amerika'yı sarsıyordu. Temsilci Yurter Özcan son noktada X hesabından açıklama yapıp "Geçtiğimiz haftalarda organize bir şekilde şahsımla alakalı yalan haber yapan ve bana iftira atan 25 medya kuruluşu ve şahıs hakkında Türkiye ve ABD'de yasal işlem başlattım" diyordu.
Suçlanan da suçlayan da "Bana iftira attılar" diyen de Amerika'da bile CHP'liydi.
Türkiye'de de CHPliler, CHPliler hakkında savcılığa inanılmaz suçlamalarda bulunuyordu. Ardından tiyatroya dönen bir algı operasyonu ile Erdoğan'ı hedef gösteriyorlardı.