Ezik manuklar

"Bazen, sözde arkadaşlarınızın arkanızdan ne söylediğini bilmemek daha iyidir. Örneğin: En yakın müttefikiniz size "ACINACAK HALDE" diyorsa, sizi "beleşçilikle" suçluyorsa ve daha önce haberinizin bile olmadığı bir şey için ödeme yapmanız gerektiğini söylüyorsa..." diye başlıyordu ABD'nin dünyaca ünlü dergisi Politico'daki satırlar.

The Atlantic dergisinin genel yayın yönetmeni, ABD Yemen'de Husileri vururken yanlışlıkla devletin üst düzey yöneticilerinin yer aldığı bir WhatsApp grubuna ekleniyor ve gizli olması gereken yazışmaları görüyordu. ABD Başkan Yardımcısı Vance, o görüşmede "Aslında Yemen'i vurarak denizdeki Avrupa ticaretini güven altına alıyoruz. Avrupa'yı yine kurtarmaktan nefret ediyorum" diyordu.

Söze Savunma Bakanı Pete Hegseeth giriyor ve "Avrupa'nın beleşçiliğinden tiksinmene tamamen katılıyorum. Bunlar acınacak halde" diyordu. Aralarında Yemen'de yaptıkları operasyondan haberi bile olmayan Avrupa'ya masrafları nasıl ödeteceklerine dair fikir alışverişinde bulunuyorlardı.

Amerika'da Avrupa'ya bakış böyleydi. "Bizi sömüren parazit, kanımızı ve paramızı emen bir kene, beleşçi ve acınacak bir akbaba"ydı onlar için. İlk büyük tepki İngiltere'den geliyordu. "Durumu dehşetle izliyoruz. Avrupa'ya karşı ABD düşmanlığının tetikleyicisi izlenimini pekiştiriyorlar. Trump yardımcılarından asla daha zayıf görünmeyecektir" açıklamasıyla kıtayı uyarıyorlardı.

2.Dünya Savaşı'ndan bu yana Amerika'nın üzerine binip parsa toplamayı adet edinmiş İngilizler bile "Eyvah" diyordu. "Biz bile topun ağzındayız" imasında bulunuyorlardı. Dünya siyasetindeki gelişmeleri en iyi analiz eden birkaç sayılı ülkeden biriydi İngiltere. Tasfiye olduklarını görüyorlardı. Nitekim Hitler Almanya'sının yerle bir ettiği İngiltere ne yapıp ediyor Yalta'da kurulan paylaşım masasında ABD ve Rusya'nın dibine yancı takılıp kazanım elde ediyordu.

O günlerden bugünlere geldik. Şimdi Putin ve Trump masaya otururken Avrupa'dan tek ülke yoktu. O masayı kuran da Ukrayna ve Rusya heyetlerini ağırlayıp barışın şartlarını şekillendiren de Türkiye'ydi. O yüzden ABD'den sonra Putin de hemen Başkan Erdoğan'ı arayıp bilgi veriyordu. Bizim orada olmamamız gerekiyordu. Çünkü Trump'la görüştükten sonra Putin bile leş kargaları görmüşçesine hemen ülkesine kaçıyordu.

O leş kargaları "Beleşçi Avrupa"ydı. Trump o beleşçi liderleri karşısına alarak dünyaya EZİKLERİN fotoğrafını servis etti. O fotoğrafta Putin ve Erdoğan yoktu sadece. "NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti" diyerek Avrupa ordusu kurma çağrıları yapan Fransa Devlet Başkanı bile Trump'ın karşısında "Boynu bükükler"i oynuyordu.

Kürsülerden "Artık ABD'ye güvenme günlerimiz bitti" diye nara atan tüm Avrupa liderleri, Trump'ın karşısına Şamaroğlanı misali ip gibi diziliyordu. "Avrupa en büyük düşmanız" diye resmi açıklamalar yapan Trump da onlara pis pis sırıtıyordu. Buraya kadar her şey normaldi. Ancak çok anormal bir şey gerçekleşti. Onun da hayat bulduğu yer maalesef Türkiye'nin başkenti Ankara'ydı.