Eric dalı gevrektir

NEW YORK metropolitanı 20 milyonluk nüfusuyla ABD'nin en büyük eyaletidir.
O eyalette yıllar önce bir çocuk dünyaya geldi. Annesi temizlikçi babası aşçıydı. Çocuğun ismini Eric koydular.
Eric 14 yaşındayken 7-Crowns adlı bir çeteye katıldı. Çete üyeleri ona "Küçük sert adam" lakabını verdi. Tabii görevi de vardı. Çete adına yerel dolandırıcılar için sayıları takip edip, parayı tutuyordu. Bir süre sonra bir fahişe ile tanıştı.
Eric o fahişenin ayağını kırdı. Sonrasında Eric kendisini o fahişenin ayak işlerini yaparken buldu.
Ayağı iyileştikten sonra fahişe onu yanından kovdu. Eric bu duruma öfkelenerek ağabeyi ile birlikte o fahişenin evine gizlice girerek televizyon ve parasını çaldı. Ancak yakalanıp nezarethanede polisler tarafından feci şekilde dövüldüler ve tutuklandılar. Islahevine gönderilen Eric kısa bir süre sonra şartlı tahliye ile serbest kaldı. Aradan yıllar geçti ABD'nin en büyük şehri New York'a belediye başkanı oldu. Halen bu görevini sürdürüyor. Ona çok kişi "Geleceğin ABD Başkanı" diyordu.
ABD'nin en büyük şehrinin belediye başkanı Eric Adams ve ekibi hakkında biri Manhattan Savcılığı, biri New York Doğu Bölgesi üçü de New York Güney Bölgesi ABD Savcılığı tarafından olmak üzere toplam beş dava açıldı.
Rüşvet ve yolsuzluktan tutun, milyonlarca dolarlık sahte bağışa ve dolandırıcılığa kadar uzadı soruşturma. Ortalık ayağa kalkmadı. Eric davadan davaya koştu.
Savcılığa seve seve ifade verdiğini söyledi. "Ben ABD'nin en büyük şehrinin belediye başkanı ve geleceğin ABD Başkanıyım.
Beni nasıl ifadeye çağırırlar. Bana darbe yapıyorlar. Kim ula bunlar" demedi. Tek bir Amerikalı'nın dahi böyle bir düşüncesi olmadı.
Eric Adams'ın davalarından birinde 57 sayfalık iddianamede iki kez Türkiye'ye gittiği ve uçak biletinin bir Türk işadamı tarafından alındığı bile yer aldı. Yine Bahçeşehir Üniversitesi kurucusu Enver Yücel'in New York'ta açmayı planladığı Mentora International adlı okul için Eric Adams'tan yardım istediği, Eric'in İstanbul'da kaldığı lüks otelin Demet Sabancı ve Cengiz Çetindoğan çiftine ait olduğu dahi ileri sürüldü. Eric'in partisi "Eric dalı gevrektir basmaya gelmez" demedi, insanları sokağa çağırmadı. "Git paşa paşa ifadeni ver" dediler. Eric de mahkeme mahkeme gezip verdi.
Madem sözü Amerika'dan açtık, devam edelim. Colombia üniversitesinde öğrencilerin Filistin'e destek gösterileri devam ediyordu. Trump'tan üniversiteye sağlanan 400 milyonluk fonu kesme tehdidi geldi.
"Ya Filistin'e destek olan öğrencileri atarsın ya da beş kuruş alamazsın" tehdidiydi bu. Filistin'e destek veren öğrenciler yargılanmadan, kendilerini savunmadan beş gün önce apar topar üniversiten atıldı.
İçlerinde son sınıfta olanlar ve diploma almaya hazırlananlar da vardı. Hiçbirinin gözünün yaşına bakılmadı. Columbia Üniversitesi, yaptırımların "davranışların ciddiyetine" göre belirlendiğini belirterek, etkilenen öğrencilerin tam sayısını açıklamadı.
"Filistin" demek bile diplomayı "YOKLUK"ta görmek demekti.
ABD'de kimse buna karşı çıkmadı. "Yahu çocuklar tam diploma alacakken atılır mı
Sahte yatay geçiş