Devasa ordular

İsrail Suriye'yi mezhep çatışmasıyla bölmeye kalkınca karşısında Türk ve İstihbaratını buldu. İlk defa bir operasyonda şaşkına döndüler. Detaylarına gireceğiz. Ama önce Ortadoğu'nun fitne başı ve katil devletine gelelim. İsrail şu anda Batı desteğiyle, ABD ve Avrupa'dan gelen binlerce ton bomba sayesinde tam bir terör estiriyor bölgede. ABD ve AB "Aman yapma" der gibi gözükse de şımarttığı bu terörist devletine füze yağdırıyor.

Aldığı bu destekle Hitler'in Yahudilere yaptıklarının aynın etrafındaki ülkelere yapıyor. İş öyle bir hale geldi ki, dünyada binlerce çocuğu bebeği toptan havaya uçurmak artık insanların kafasında normalleşmeye başladı. Savaş suçunu meşru haie getirmeye çalışan bir gözü dönmüş canavar var tüm dünyanın gözü önünde. Zalim Batı'dan aldığı desteğin pişkinliği ile önüne gelene saldırıyor.

Son olarak Suriye'de saldırılarını yoğunlaştırırken, Dürzilerin MOSSAD'a çalışan kanadını sahaya sürdü. Süveyda'da İsrail bayrakları sallayan kandırılmış ve MOSSAD elemanı haline getirilmiş çeteler aracılığı ile yeni bir kalkışmaya giriştiler. Çünkü Şam artık Ankara'ya bağlanmıştı. Bu tablo İsrail'in Ortadoğu'daki tüm emellerinin canına ot tıkayacak bir gelişmeydi. Hiç beklemiyorlardı.

DEAŞ'ın lideri Ebubekir Bağdadi lakaplı MOSSAD ajanı Yahudi'yi eğitip Suriye'yi kan gölüne çevirmişlerdi. Parçalara ayrılmış bir Suriye İsrail için yutulacak kolay bir lokma olacaktı. Ancak Türkiye'nin böyle bir girişime müsaade etmeyeceğini hiç hesaba katmadılar. Esad'ı deviren ve kaçıran aslında operasyonu perde arkasından yürüten Türk istihbaratı oldu. Ortaya "Tek Suriye" manzarası çıkınca İsrail deliye döndü.

Dürzilerle yeni bir fitnenin ipini ateşledi. Suriye PKK'sı da bundan cesaret alacak, böylece bölünme operasyonu tekrar başlatılacaktı. Süveyda'ya giren Suriye Devlet Ordusu bile İsrail tarafından bombalanıp ağır zayiat verince Tel Aviv "Hurra" çekti. Türkiye'yi mağlup ettiklerini düşündüler. Ancak akıllarına gelmeyecek bir operasyonla muazzam bir tokat yediler. Türk istihbaratı, Suriye'deki aşiretleri Süveyda'ya soktu. İçeri girip mahalleleri bu aşiretler ele geçirmeye başlayınca İsrail bir kez daha kabusu gördü. Üstelik bu aşiret ordusu sadece Suriyelilerden oluşmuyordu.

Irak'tan tutun, Lübnan, Mısır, Libya'ya kadar her yerde akrabaları vardı. Türk istihbaratı bir ıslık çaldı, çok sayıda ülkeden Suriyeli aşiretlerin akrabaları, binlerce kişilik kafilelerle Süveyda'ya koştu. Türkiye İsrail'e bu operasyonla muhteşem bir gözdağı verdi. "Bölgenin hakimi benim. Sakın bunu unutma. Bir ıslıkla bölgedeki tüm ülkelerden yüzbinleri istersem kapınıza da yığarım" mesajıydı bu.

Suriye PKK'sı, Dürzilerle birleşip ülkeyi bölmeyi hesaplarken bu kimsenin tahmin edemediği ve dalgalar halinden başka ülkelerden de gelen devasa aşiret ordusu karşısında büyük korkuya kapıldı. Hemen Şam yönetimi ile anlaşma masasına oturdular. Osmanlı tarihini çok iyi bilen bir Amerikalı stratejist ile görüştüm dün. Çok ilginç şeyler anlattı. "İsrail ve Türkiye, Suriye'de bir bölme operasyonunda ilk kez bu kadar dolaylı yakın bir temasa girdi" diye başladı sözlerine. "Tüm dünyanın gözü, bu mücadeleyi kimin kazanacağına odaklandı. Ancak Ankara öyle bir hamle yaptı ki, İsrail dair herkes şaşkına döndü. Türk Devleti'nin Ortadoğu'da Sultan Abdülhamid Han'dan sonraki en önemli projesi bu aşiretler operasyonu oldu. Tüm dünya Türkiye'nin Ortadoğu'daki halkları bir çırpıda aynı safta buluşturabileceğine ve devasa ordular kurabileceğine tanıklık etti. Bölgedeki gücünüzü fena halde göze soktunuz" diye devam etti.