Bize her yer Türkistan

İsrailli uzman ekranda bas bas bağırıyordu. "İsrail için en büyük risk Türkiye'nin masada olmasıdır. Türkiye masalardan kalkmadığı sürece hep kaybedeceğiz" diye. Evet kaybettiler ve kaybetmeye devam edecekler. Çünkü artık dış politikasını masa kuran bir ülkeye dönüştüren Türkiye bundan böyle her yerde karşılarına çıkacak.

Evet biz hemen her masada varız. Kurucu ve karar verici olarak hem de. Tüm dünyada bu görüntü dalga dalga "Türkler kan dökülmesini önleyen bir barış ülkesidir" algısını kafalara kazıyor. İsrail gibi ahmak bir ülke dahi soykırım yapıp, bu insanlık dışı muameleye 2. Dünya Savaşı'nda maruz kalmasını ve bundan o günden beri beslenmesini de toprağa gömdü. Acınan, zulüm görmesinden dolayı bunu devletler ve halklar nezdinde saygıya dönüştürme sanatına kavuşan bir ülke şimdi "Zalim" olarak damga yedi. Ekranlardan "İsrail bu algıyı artık asla değiştiremez. Bu da yok oluşuna zemin hazırlayabilir" diyen Batılı stratejist, askerler, siyasilerin taşmasına neden oldu. Öfke ve nefret edilenle, Türkiye gibi barış için çırpınıp saygı ve sevgi gören iki farklı ülke var artık savaşların merkezi Ortadoğu'da. İki video izledim dün. Biri İran'da çekilmişti.

Binlerce Azeri bir maçtaki tribünde "Bizi de kurtar, özgürlük getir Erdoğan" diye bağırıyordu. Diğer videoda ise İsrailli bir asker "Tam 60 tane bebek öldürdüm" diyordu iftiharla. Karşısındaki "Ama onlar bebek" diyor, İsrailli asker "Büyüyünce terörist olacaklardı. O yüzden öldürdüm onları. Kendimle gurur duyuyorum" diyordu. Kadınların dahi terörist olduğunu söyleyecek kadar alçaklaşan, insanlıktan çıkan bir millet damgasını ülkesinin boynuna tasma gibi takmak için çırpınan bir ahmaktı artık o. Bu video milyonlarca kez izleniyor, nefret ve öfke nöbeti geçirilmesine neden oluyordu. İsrail barbar, alçak bir soykırımcı, Türkiye ise mazlumların gözyaşını dindiren bir ülkeydi. Erdoğan Mısır'da kanın durması için anlaşmaya imza atarken onun iki sıra arkasında bir saksının dibinde Alman Başbakan oturuyordu.

Ünlü bir Alman gazeteci "Biz artık masalarda saksıyız" diye tweet atıyor, ülkesi sallanıyordu. Evet o Avrupa, artık masalarda saksı durumuna geldi. Allah'a şükür Türkiye muazzam yumuşak gücü ve nüfuzu, diplomasideki muhteşem başarıları ile kanı durdururken bile Avrupalıları saksıya çeviriyordu. Eğer yüzyıllardır kan dökülmesini fitne çıkararak destekler ve ülkeleri bu sayede sömüren bir politikayla halkına refah yolunu seçersen, bir gün masalarda saksı olman kaçınılmazdır. Aynı kafalar Hindistan- Pakistan arasında savaş çıkarmayı denedi, orada bir hamleyle kanı yine Türkiye durdurdu. Türk Savunma Sanayii teknolojileri ile 7 Hindistan uçağının düşürülmesi sonucu milyonlarca kişinin ölmesi önlendi. Şimdi Batılı fitneciler Pakistan ile Afganistan arasında savaş çıkarmak için kıvılcımı çaktı.

Pakistan son olarak Kabil'deki Afgan istihbarat merkezini havaya uçurdu. Orada iki Müslüman ülkenin savaşmasına, masalara saksı olanlar avuç ovuşturuyor. Oradaki kanı durduracak yeryüzündeki yegane umut da Türkiye'dir. Bazıları zalimlere silah ve para yağdırıp, fitne ateşini körükleyip masalara saksı olacak, Türkiye de o saksıları masanın çok arkasında paçavra bitkisine çevirip tüm katliamlarını engelleyecek. Artık bu gidişatı kimse durduramaz. Türkiye'nin bu insanlığa yakışır akıl oyunları, kandan beslenenlerin akıl tutulmasına yol açıyor. İsrail'in eski ABD Büyükelçisi Danny Ayalon televizyona çıkmış "