Hatırlarsınız, geçtiğimiz ay, terör şebekesi İsrail dünya kamuoyuna ne kadar "insan" olduklarını ispatlama telaşıyla bir haber servis etmişti.
Habere göre Siyonist terör şebekesinin, Gazze'de savaştan etkilenen çok sayıda eşeğin yaşadıkları psikolojik travmaya karşı rehabilite edilmeleri için onları Avrupa'daki hayvan hastanelerine sevk ettiği iddia ediliyordu.
Onlarca yıldır karşısına çıkan her canlıyı canice katleden, sokak hayvanlarının neredeyse tamamını gözünü kırpmadan öldüren terör şebekesi, Gazze'nin gündelik yaşamında ulaşım amacıyla kullanılan eşekler üzerinden kendini "kurtarma" operasyonu yapıyordu işin aslı.
Soykırım günahının iyice boynuna dolandığının farkında olan İsrail'in bu ve benzeri haberlerle imaj toparlama derdine düştüğü herkesin malumu.
İsrail; soykırım yapmaktan değil, soykırımın ifşa olmasından endişe ediyor. Sessiz sedasız Filistinlileri öldürmeye devam edecekken Aksa Tufanı'ndan beri devamlı ifşa edilmekten ciddi şekilde rahatsızlık duyuyor. Buna dikkat çekmek için 7 Ekim'in arkasından kaleme aldığımız bir yazıda Aksa Tufanı'nı "İfşa Tufanı" diye nitelemiştik.
Bu ifşalardan kurtulmak adına, yukarıdaki haberde olduğu gibi ayak oyunlarına tevessül ediyor. Ama aslında çırpındıkça da batıyor. Yürütmeye çalıştığı algı operasyonu günün sonunda kendini ifşadan öte bir anlam ifade etmiyor.
Bakın mesela Gazze'nin eşekleri, Siyonist terör şebekesini nasıl faş ediyor!
İlk olarak, Gazze'nin eşekleri, Siyonistlerin ne denli hırsız bir topluluk olduğunu ifşa ediyor. Gazze'de sahiplerini öldürerek kaçırdıkları eşekleri önce hava yoluyla Belçika'da Liege Havalimanı'na oradan da Fransa ve Belçika'daki barınaklara gönderdiklerini ilan etmeleriyle Siyonistlerin hırsızlıkları aşikâr hale geliyor. Yüz yıldır öyle bir alışmışlar ki: Başkasına ait bir şeyi sahiplenmek, çalmak, çırpmak bünyelerine oldukça doğal geliyor. O yüzden hastalıklı zihinleri, bu haberin normal insanlar tarafından yadırganacağını dahi kestiremiyor. "Kimin malını kimden kaçırıyorsun" sorusu güçlü bir şekilde bir türlü sorulmadığından bünyeleri alışmamış böyle sorgulamaya. Onun için rahat rahat bu haberi servis edebiliyor.
İkinci olarak, Gazze'nin eşekleri, Siyonistlerin algı operasyonlarıyla ayakta durmaya çalıştığının gerçek bir numunesi olarak onları ifşa ediyor. Gazze'nin üzerine yüz bin tonun üzerinde bomba atmaktan imtina etmeyen terör şebekesinin kendilerine gösterdiği ilginin sahteliğini ispatlıyor Gazze'nin eşekleri. Avrupa gazetelerinde "Gazze'nin eşekleri" diye magazinsel yöne de sahip haberi gören insanlar, bir taraftan ne kadar insancıl olduğunu ispatlamak için hayvansever numaraları yapan İsrail'in, aynı günlerde yardım noktasına gelen kadın, çoluk-çocuk sivillerin üzerine bombalar yağdıran sahteliğini hatırlamak durumunda kalıyor. Belki hiç böyle bir haber yapılmasa Gazze'yi gündemine almayacak insanlar İsrail'in bu çirkin sahteliğini düşünmek ve ondan nefret etmek durumunda kalıyor. "Kim bilir doğru bildiğimiz daha kaç yanlışa bizi inandırdı" sorusu zihinlerde dolanmaya ve İsrail'in meşruiyeti gerçek anlamda sorgulanmaya başlıyor. Dikkat edin, İsrail'e bunu yapan İsrail'in bizzat kendisi oluyor, Gazze'nin eşekleri vesilesiyle!
Üçüncü olarak, Gazze'nin eşekleri, İsrail'in psikolojik ruh halinin nasıl kontrolden çıktığını, reflekslerine bakılırsa savunma pozisyonuna düştüğünü, dolayısıyla kaybetme aşamasına geçtiğini ifşa ediyor. Dünya kamuoyunda yalnızlaştığını, ülkeleri şimdilik tehditlerle sustursa da bunun artık sürdürülemez olduğunu fark ediyor. Zira her zalim, zulmünün sonuna yaklaştığını, herkesten önce fark eder. Bu, onu korku ve endişe girdabına sokar. Bünyesi bunu kaldıramayacağından daha fazla zulüm, daha fazla ölüm ile kendini güvene alacağını varsayar. Ama bunu yaptıkça yalnızlaşır ve en sonunda rezil bir şekilde silinip gider.