Kendinizi bir an için İstanbul'da farz edin. Fatih'ten Beyazıt'a doğru yürüyorsunuz. Sağınıza baktığınızda denizi görürsünüz, solda Bozdoğan su kemeri. Karşınızda Şehzade Camii yükseliyor. Yanı başınızda bir meczup. Delirmenize gerek yok; Allah size zaten bir tür sarhoşluk bahşetmiş. Yürüyün sadece, şükrederek, tebessüm ederek.
Şimdi ne diyeceğimi unuttum.
Uçağa atlayıp Ankara'ya geliyorsunuz. Burası Atatürk Havalimanı değil, Esenboğa. (Bir gün şair Şaban Abak'la karşılaşırsanız, Esenboğa'nın kim olduğunu uzun uzun anlatacaktır. Benim vaktim yok. Ciddi bir yazı yazıyoruz burada.)
Havalimanında "İstikbal göklerdedir" yazısı her yerde. Sonra kendinizi Atatürk Bulvarı'nda buluyorsunuz. Oradan, onu kesen GMK (Gazi Mustafa Kemal) Bulvarı'na çıkarsınız. Ardından Gazi Mahallesi, biraz ötede Gazi Hastanesi… Vaktiniz varsa Atatürk Orman Çiftliği'nde bir dondurma yiyebilirsiniz. Az daha unutuyordum, bir de Atatürk apartmanları var, Anıtkabir manzaralı.
İstanbul'da sizi camiler, su kemerleri, deniz ve âşıklar karşılar. Ankara'da ise Atatürk hastaneleri, Gazi mahalleleri, Mustafa Kemal bulvarları…
Ve şehri dört bir yandan kuşatan Atatürk sözleri.
Mesela, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı üzerinde Denizcilik Müsteşarlığı'na yolunuz düşüyor. Belki şimdiye dek Türk denizciliğini, Türk korsanlarının Akdeniz'de verdiği mücadeleleri, Oruç ve Pirî Reisi, Abdullah Ziya Kozanoğlu'ndan dinlediniz. Ama orada Atatürk ufkunuzu genişletecektir:
"Denizciliği Türk'ün büyük millî ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız."
Hemen yanında MKEK (Makine Kimya Endüstrisi Kurumu) yükseliyor, savunma sanayi mühim mesele.
Orada da bir söz karşılıyor sizi:
"Harp sanayi tesisatımızın daha ziyade inkişaf ve tevsii için alınan tedbirlere devam edilmeli ve endüstrileşme mesaimizde de ordu ihtiyacı ayrıca göz önünde tutulmalıdır."
Ankara turu sürüyor. Tarım Bakanlığı'nda işimiz var. Bir Bakanlar Kurulu Kararını bulamıyoruz; almak için bakanlığa gitmemiz gerekiyor.
Karar şu:
"Tarım Sigortaları Havuzu Tarafından Kapsama Alınacak Riskler, Ürünler ve Bölgeler ile Prim Desteği Oranlarına İlişkin Karar."
İşimiz halloluyor. Çıkarken Atatürk'ün şu sözü uğurluyor bizi:
"Aziz çiftçiler! Şimdiye kadar sizi anlayan, sizin büyük ruhunuzu takdir eden bu arkadaşınızın sizin için, sizin refahınız ve istikbaliniz için neler düşündüğünü, bundan sonra da inşallah maddi semereleriyle öğrenmiş olacaksınız."