Erciyes'in bereketi: Aydın Karakimseli

Kuşkusuz her şehrin kendine özgü havası, yaşama tarzı ve bu tarzın oluşturduğu bir insan tipi var. Kayseri de köklü geçmişi ve özgün karakteriyle ilgi çekici şehirlerimizden biri.

İlgi çekici olması bir yana, başta benim memleketim.

Erciyes, doğup büyüdüğüm topraklar. Erciyes'e baka baka büyüdüm diyebilirim. Erciyes'e bakarak yöneliriz Kâbe'ye, öyle buluruz yönümüzü. Başı hep dumanlı, zirvesi hep karlıdır. Alabildiğince yakışıklıdır. Kayseri ovası bereketini ona borçlu. Sinan'ın da doğduğu topraklar Koca Sinan, Süleymaniye'yi Erciyes'i hayal ederek yapmıştır. Öyle biliriz. Ağrı'yı, Uludağ'ı gördüm, onlar bulundukları coğrafyada bir kütle gibi yalnız ve bir başına yükseliyor. Erciyes ise etrafına küçük tepeciklerden bir "ordu" kurmuş, onları da yanına almıştır. Küçük tepecikler, topraklar, kayalar aynı hedefe doğru el ele verip birleşmiş ve Erciyes'i göğe doğru yükseltmişlerdir. Kapitalizmin, tüm değerleri, idealleri unutturduğu bir çağda Erciyes muhteşem siluetiyle hepimize hakikatin sırrını fısıldar adeta. "Sen özünü Hakk'a çevir" der.

Akabe: Dünyaya açılan pencere
Erciyes'in bereketini, mirasını taşıyan şehir Kayseri. "Kayseri gibi kimliği güçlü olan bir şehirde her gün dolu dolu kültürel etkinliklerin gerçekleşmesi gerekmiyor mu" diye düşünürüm. 80'li ve 90'lı yıllarda çok daha canlı, daha dinamik edebiyat, sanat mekânları ve ortamları vardı mesela. O yıllarda hatırlıyorum, Türkiye'nin pek çok yerinden yazarlar, sanatçılar, düşünürler davet edilir, paneller, toplantılar düzenlenirdi. Rahmetli Cemil Meriç, Rasim Özdenören, Ercüment Özkan, Alev Alatlı, Ahmet Turan Alkan, İsmet Özel gibi yazar ve düşünürler Kayserili okuryazarların birikimleri ve soruları karşısında epeyce terlerdi. Maalesef şimdi bunlar yok. Büyük birkaç üniversitesi var ama üniversiteden yükselen bir çığlık yok.

Aydın Karakimseli'nin bereketi
Kayseri'de Aydın Karakimseli'nin müdavimi olduğu bir kitabevi var şimdi: Akabe. Aydın Karakimseli için ne dense eksik kalır. Erciyes'in bereketi, delikanlı bir adamdır.

Kayseri'ye gittiğimde orada nefes alıp verdiğimi hissederim. Şehrin dünyaya açılan penceresi gibi düşünürüm Akabe'yi ve Akabe ortamında yapılan sohbetleri, tartışmaları.

Meydanda bulunan medresenin içinde yer alan kitabevinde aradığınız yerli yabancı, tüm kitapları bulabilirsiniz. Ama Akabe'yi Akabe yapan, seçkin müdavimleri ve tartışma düzeyi bir hayli yüksek entelektüel ortamı. Gelen gidenlere dikkat ettim, her biri ayrı cins bir zekâya ve entelektüel ilgiye sahip. Türkiye ve dünya gündeminin ilgiyle ve bir Kayserili zekâsıyla takip edildiği Akabe'de dünyanın en enteresan, en olmadık, en makul tespitleriyle karşılaşabilirsiniz.