Kitapevine düşmüştür yolumuz. Bir raftan uzanır elimiz, bir kapağa takılır gözümüz, bir başlık çağırır bizi.
Kitapları seçtiğimizi düşünürüz. Oysa asıl olan, kitabın -kitapların- insanı seçmesidir. "Bazı" kitapların bizi seçtiğine inanırım.
Bazı kitaplar vardır, ne aradığımızı bilmediğimiz bir anda çıkar karşımıza. Bir cümlesiyle durdurur bizi. Bir satırıyla içimize yerleşir. Biz onu değil, o bizi bulmuştur. Bize seslenmektedir.
Bu bulunuş bir nasip hâlidir. Tarifsiz bir sevinçtir. Sizin onu seçmenizden daha kıymetlidir, onun sizi bulması.
İnsan, kendisini anlayan bir sözle karşılaşmanın şaşkınlığını yaşar. Nasibini en derinden duyar.
Kitap, okurun hayatına girdiği anda bir eşik olur, bir yol arkadaşı, bazen de bir yüzleşme…
Bazı kitaplar zamansızdır. Yıllarca rafta bekler. Sizinle karşılaşmak için beklemiştir. Hayatınızın tam o döneminde açılır kapısı.
Bir kaybın ardından, bir arayışın eşiğinde, bir suskunluğun ortasında…
Kitap da okurunu arar. Anlayacak kalbi, taşıyacak omzu, yürüyecek yolu arar.

4