15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu'na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı. "Hedef göstermek" suçundan beraat etmiş, "alenen hakaret ve tehdit" suçundan bir yıl sekiz ay ceza almış! Hakaret ve tehdit nerede yapmış bir hukukçu bana anlatsın lütfen! 68 yıllık tecrübem yetmiyor!

15 Temmuz'un 9. yıldönümünü yaşadık. O geceyi unutmak mümkün mü 22.00 civarında köprüde silahlı eyleme girişerek darbe yapabileceğini zannetmek için herhalde FETÖ'cü sahte komutanlar kadar cahil olmak lazımdı. O gecenin devamını da çok iyi hatırlıyorum, Özgür Özel başta olmak üzere CHP'li milletvekilleri Parlamento'ya gidip, diğer bütün partilerin milletvekillerini ayağa kaldırarak demokrasinin can damarı olan o yapıyı korumaya almışlardı. Ayrıca o yobaz tarikatın darbe denemesi bastırılabildiyse bu tecrübeli ve gerçek TSK'li Atatürkçü askerler ve komutanların, sokağa çıkan halkla beraber canları pahasına direnmesiyle oldu.

MAHCUPTULAR ÜNKÜ 'KANDIRILMIŞLARDI'! SONRA...

15 Temmuz 2016'nın ardından AKP'liler son derece mahcuptular. Hep bir ağızdan "Kandırıldık" diyorlardı. Mecburdular çünkü yakın dönemde, CHP milletvekilleri veya biz Cumhuriyet yazarları gibi, Gülen örgütünün maskesini düşüren insanlarla alay etmek ve bu ikazları duymazdan gelmek, belki 20-25 yıldır bağlı bulundukları ideolojinin olmazsa olmaz tavrıydı. Son ana kadar kol kola yürüdüler. AKP, tüm Kemalistlere ve CHP'ye karşı çok büyük bir özür borçluydu. Ama bırakın o ana kadar gaflet içinde işledikleri işbirliği suçunun itirafını, 2 sene süren OHAL ilanıyla çok daha sert ve buyurgan bir yönetime geçiş yaptılar. Ne hikmettir ki 2017 yılının mayıs ayında iki cilt halinde Meclis'e sunulan ve AKP, CHP, MHP ve HDP tarafından hazırlanan 15 Temmuz raporu, Parlamento'nun arşivinden yok oluverdi! (1963'te öldürülen Kennedy'nin beyni de milli arşivde kayboluvermişti.) Ne dersiniz, FETÖ'nün kanserojen yayılımının içinde, siyasi ayağının ortaya çıkmaması acaba bu kayıpla da ilişkili olabilir miydi Meğer FETÖ her yere sızmış ama Parlamento'ya hiç bulaşmamış! Şayet hazmedecekseniz size sunulan yan hikâye buydu!

AKP bunun ardından Yenikapı'da yaptığı büyük mitinge Kılıçdaroğlu'nu da davet etti. Kendisi de gidip demokrasiye sahip çıktı, destek verdi. Ama AKP'lilerin kimyası bozulmuştu, Zekeriya Öz'ün alçakça tutuklamaları ile zindanlara atılan Atatürkçü, Cumhuriyetçi insanları masum ve FETÖ mücadelesinde ortakları olarak görmeye hiçbir zaman hazır olamadılar. ünkü bildiğiniz gibi Cumhuriyetin kazanımlarını yok saymak, Atatürk'e ağza alınmayacak sözler sarf edenleri görmezden gelmek ve başlığında Atatürk bulunan kurumların ismini değiştirmek, iktidarın vazgeçemediği huylarıydı (Daha birkaç gün önce Yeditepe Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü kapatıldı). 2018'de İnce ve 2023'te Kılıçdaroğlu'nun katıldıkları cumhurbaşkanı seçimleri -AKP her ne kadar İstanbul ve Ankara'yı kaybetmenin acısını yaşamış olsa da- iktidarın ana muhalefet partisi ile olağan sürtüşmeleri içinde yaşayıp gittiği yıllardı. Ta ki İmamoğlu cumhurbaşkanı aday adaylığını açıklayıp ardından da resmi olarak yola koyulana kadar! İşte iktidar bunu hiç hazmedemedi.

BÜYÜK TAARUZ NASIL BAŞLADI

Düşük yoğunluklu rekabet ve "olağan" kavgalar, birden yerini açık demokratik savaşa terk etti. İktidar diplomayla yetinmedi, CHP'li 17 belediye başkanı, hiçbir zaman netleşemeyen iddialarla hapse atıldı. Aynı siyasiler gibi, gazeteciler ve sivil toplumcular da toplanılmaya başladılar. Sanki birileri FETÖ'nün gösterişli operasyonlarını özlemişti ve kaderin cilvesine bakın ki hedef yine aynıydı: Kemalistler, Cumhuriyetçiler! Adana'nın örnek başkanı Zeydan Karalar