Yeditepe Bienali sağır eder mi
Sorunun nedeni, İstanbul'da düzenlenen Yeditepe Bienali'ne ait bir sergide yer alan uyarı levhasındaki şaşırtıcı ifade...
Şöyle deniliyor:
"Dikkat! İçerideki ses ve ışık düzeni devamlı ve geçici duyma ve görme bozukluğuna yol açabilir. Kalp, epilepsi ve panik atak hastalarının dikkatli olması gerekir."
Dikkat buyurun, duyma ve görme organlarının alacağı hasar 'geçici' olabileceği gibi 'devamlı' (kalıcı) da olabilirmiş...
Böyle bir ihtimal olabilir mi
Hangi sergi "devamlı" görme ve duyma bozukluğunu göze almaya değer...
Uyarıdaki abeslik (dilerim) sadece Türkçe ifade hatasından ibaret olsun.
Yoksa biri çıksa ve sergi yüzünden kalıcı görme ve duyma problemi yaşasa bunun hesabını kim verebilir. 'Ama biz uyarmıştık' demekle yetinilebilir mi
Dahası böyle sonuçlar doğurabilecek bir sergiye kim, nasıl müsade edebilir
Dediğim gibi, umarım, sadece bir ifade hatası olsun!
Hafta sonunu değerlendirmek üzere Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Fatih Belediyesi ve Klasik Türk Sanatları Vakfı işbirliğiyle 3'üncüsü düzenlenen Yeditepe Bienali'nin Nur-u Osmaniye Cami mahzeni ve Sirkeci Garı ambarlarındaki sergilerini gezdim.
Sergi vesilesiyle Nur-u Osmaniye'nin altındaki mahzeni görmek kadar, belli belirsiz loşlukta sunulan sanat eserleri izlemek de heyecan vericiydi.
Buna benzer bir tecrübeyi 'Karanlıkta Diyalog Müzesi'ni gezerken Frankfurt'ta yaşamıştım. Zifiri karanlıkta, sadece sesleri izleyerek ve nesnelere dokunarak gezilen ve körlerin dünyayı nasıl algıladığını deneyimlemeyi sağlayan ilginç bir müzeydi.
Nur-u Osmaniye'deki sergi alanı o denli zifiri karanlık olmasa da kimi ziyaretçilerin önünü görebilmek için cep telefonlarının ışığından yararlandıklarına şahit oldum. Oysa işin esprisi karanlıkta yolunu bulmaktı...
Bu yılki Bienal 'Gölge Varsa Işık da Var' başlığıyla gerçekleşiyor.
Gerçekten de gölgeler ve sisler içinde gezilen sergiler insanın duyma ve görme yetilerinin daha çok farkına varılmasını sağlıyor.
Mahzende yüksekçe bir yerden akan su şırıltıları, belli belirsiz ışık huzmeleri altında parıldayan sanat eserleri insana heyecan verici bir gizem vaat ediyor.
Bir diğer sergi mekanı olan tarihi Sirkeci Garı Ambarlarında ise buhar makineleri ile oluşturulmuş sisler içinde, loş bir ortam karşılıyor izleyenleri.
(Yalnız buradaki sergilerde astımı olanların hakikaten dikkatli olması gerekiyor.)
Burada da aynı şekilde ışık ve gölgeden yararlanılarak oluşturulan yerleştirmeler yer alıyor.
Bunların arasında en dikkat çekenlerden biri Dilek Yerlikaya imzalı 'Ay Yüzlüler'...
Mehtaplı gecelerin ziyası olan ay, tahayyül ve tasavvur dünyasında edebiyat, sanat, duygular ve sezgilerle ilişkilendirilir. Türk edebiyatında kadın 'Ay yüzlü' sevgilidir mesela...
Dilek Yerlikaya'nın eserinde de kadın suretleri ve o suretlerden duvara yansıyan hilal şeklindeki ışık tasarımları mevcut.
Hilalden dolunaya doğru evirilen ışık tasarımları, insanın gençlik çağından olgunluk evresine uzanışını temsil ediyor.
Ne yazık ki Nur-u Osmaniye'deki eserlerle alakalı herhangi bir bilgi notu görmedim. Sirkeci'de ise Türkçe açıklamalar mevcut.
Ama sizce de bir eksiklik yok mu
Nur-u Osmaniye ve Sirkeci turist yoğunluğu olan bölgeler. Dolayısıyla uluslararası nitelik taşıyan bir Bienalde yabancı ziyaretçilere eserler hakkında bilgi sunacak bir ortam oluşturulmalı diye düşünüyorum.