Altı kıta, 131 ülke, 355 güzergah...
İlk uluslararası seferini 12 Şubat 1947'de Atina'ya yapan ve o dönem yalnızca 5 uçağı olan Türk Hava Yolları (THY) bugün 498 uçaktan oluşan dev filosuyla dünyanın en çok ülkesine uçan havayolu şirketi unvanını elinde bulunduruyor.
Üstelik 10 yıldır 'Avrupa'nın en iyi havayolu' şirketi seçiliyor.
Hedefine her geçen gün yeni uçuş noktaları ekleyen THY, zincirin son halkasına İtalya'nın tarih ve kültür şehri Sevilla'yı ekledi. Geçen hafta çarşamba günü başlayan ve haftanın yedi günü karşılıklı gerçekleşen olan İstanbul-Sevilla seferinin ilk yolcuları arasında Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu ve THY Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Ahmet Bolat da vardı.
Medya mensuplarının da eşlik ettiği bu 'ilk sefer' için Sevilla Havaalanında tören düzenlendi.
İspanyol yetkililerin THY gibi küresel bir markanın Sevilla'ya sefer başlatmış olmasından duydukları memnuniyeti dile getirirken kullandıkları 'Sevilla için bir rüya gerçek oldu' ifadesinden de anlaşılacağı üzere, THY gittiği yere 'prestij' kazandıran küresel bir marka haline gelmiş. Bu gerçekten ülkemiz adına gurur verici...
Elbette bu hat açılışları bir 'ticari faaliyet' olmanın daha ötesinde anlamlar içeriyor. Her bir uçuş noktası, Türkiye için dışarıya açılan pencere demek. Bu pencereden yansıyanları ise Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu özetliyor: "Hava yolu taşımacılığı sadece insanları bir yerden bir yere taşımıyor, aynı zamanda kültürleri bir araya getiriyor, ekonomileri canlandırıyor ve dostluk köprülerini güçlendiriyor. Türk Hava Yolları, işte bu misyonla, gökyüzünde kurduğu köprülerle dünyayı birleştiren bir küresel marka olarak yoluna devam ediyor."
THY'nin hat açılışları aslında her ülke için kazan kazan anlamına geliyor. İspanyollar THY'nin 355 güzergahı kapsayan altyapısıyla farklı noktalara uçmak istiyor. Aynı şekilde THY ise özellikle Latin Amerika ülkelerinde geniş bir ağa sahip olan İspanyol Air Europa'nın alt yapısından yararlanmak için kolları sıvamış durumda.
THY Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Ahmet Bolat'ın verdiği rakamlara göre geçen yıl İspanya'dan Türkiye'ye 380 bin turist gelmiş. 300 bin civarında Türk turist de İspanya'ya, özellikle de Endülüs bölgesine gitmiş.
İspanyol turistler daha çok kültür, tarih ve inanç turizmine ilgi gösteriyorlarmış. Gözde mekanları ise Kapadokya bölgesiymiş. 'Ancak' diyor Ahmet Bolat, "Kapadokya'yı tanıdıkları kadar benzer özelliklerdeki Frigya Vadisi'ni (Afyonkarahisar) bilmiyorlar. THY olarak çabamız, Türkiye'nin tarihi ve kültürel hazinelerinin tanıtımına katkıda bulunmak. İstiyoruz ki Kapadokya'ya beş milyon turist geliyorsa bir beş milyon turist de Frigya'ya, Taştepeler bölgesine gelsin.'
İstanbul ve Sevilla gibi hem tarihi hem de kültürel zenginlikleriyle dikkat çeken iki şehri birbirine bağlayacak olan yeni hattın THY ailesine ve ülkemize hayırlı olması temennisiyle...
SEVİLLA NASIL BİR ŞEHİR
Her şeyden önce sokakları, caddeleri pırıl pırıl bir şehir... Kuzey Afrika ve İslam sivil mimari etkilerinin hissedildiği anıtsal yapılarla dolu bir şehir...
Sevilla İspanya'nın Endülüs bölgesinde ve zengin tarihiyle öne çıkıyor. Roma İmparatorluğu'ndan başlayarak Vizigotlar, Müslümanlar ve Hristiyanlar tarafından yönetilmiş.
Şehir, özellikle Müslümanların 8. yüzyılda İber Yarımadası'nı fethiyle başlayan Endülüs dönemiyle büyük bir gelişim göstermiş. Şehrin Hristiyanların eline geçişinden sonra bile Müslüman sanatçıların imar faaliyetleri devam etmiş. Müslüman ustaların Hristiyan yönetimindeki dönemde yaptığı yapılarda görülen seramik süslemeler, geometrik desenler, kemerli yapılar ve zarif ahşap işlemeleri Sevilla'nın en değerli mimari yapıları arasında. Gezme imkanı bulduğumuz Alcazar Sarayı, İslam sanatının incelikli yansımalarının görüleceği en güzel örneklerinden biri.
Giralda Kulesi ise başlangıçta bir minare olarak inşa edilmiş. Sonrasında çan kulesine dönüştürülerek İslam ve Hristiyan mimarisinin iç içe geçtiği simgesel bir yapı halini almış.
Bir gün yolunuz düşerse, görmüş olmaktan mutlu olacağınız bir şehir olduğunu söyleyebilirim.
ESKİ KOLTUKLAR SIRT ÇANTASI OLMUŞ
1-THY sıfır atık projeleriyle geri dönüşüme de katkı sağlıyor. Örneğin yenisiyle değiştirilen eski koltukların derileri sırt çantası yapımında kullanılmış. Ki bu deriler özel üretim oldukları için yangına karşı dayanıklılar. Böylesine kıymetli bir malzemenin israf edilmeyip ekonomiye yeniden kazandırılmış olması önemli.