Eserlerinin büyük bölümünü Türk coğrafyalarında üreten, bulunduğu yerlerin özgün dokusunu resimlerine ustalıkla yansıtan Gürcistan doğumlu ressam Teymur Ağalıoğlu'nun retrospektif sergisi dün Zeytinburnu'ndaki Kazlıçeşme Sanat'ta sanatseverlerle buluştu.

Kent ve mimari öğeleri ön plana çıkaran sanatçı, İstanbul'un kendine özgü mahallelerini ve yapısal detaylarını büyük bir duyarlılıkla tuvale aktarıyor. Bununla birlikte, doğanın sadeliği ve dinginliği de onun kompozisyonlarında sık sık karşımıza çıkıyor. Ağalıoğlu'nun tablolarına uzun uzun baktığınızda, kendinizi pastoral bir senfoninin içinde bulmanız işten bile değil.

Tabiat ile konuşmanın erdemine inanan sanatçının ''Doğadaki suyun, ağacın, kuşun dilini anlayan insana sanatçı denir' cümlesini de not düşmek isterim.

Teymur Ağalıoğlu sergisi, 15 Ocak 2026 tarihine kadar Kazlıçeşme Sanat'ın tarihî atmosferinde görülebilir.

YENİ BİR SANAT MEKÂNI

Vakıfbank Sanat Galerisi, İstanbul Finans Merkezi'nin Genel Müdürlük binasında kapılarını açtı. Mezkûr mekan sadece bir galeri değil; modern mimarinin ortasında kültürel bir nefes alanı adeta. Açılışı, Emine Erdoğan Hanımefendi'nin katılımıyla gerçekleştirilen galeri, aynı zamanda, İstanbul Finans Merkezi'nin ilk sanat mekanı olma özelliğini taşıyor.

Galerinin ilk konuğu ise, fotoğrafın gözüyle İstanbul'un belleğini kayıtlara geçiren merhum Ara Güler. 113 fotoğrafın yer aldığı sergide, daha önce hiç görülmemiş özel kareler de sanatseverlerle buluşuyor. Bu kareler arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Emine Erdoğan'ın torunlarıyla yer aldığı fotoğraflar özellikle dikkat çekiyor.

Gülhane Parkı'nda bulunan Sarnıç'ta açılan Ali Emre Kaymak'ın kişisel sergisi de dikkatlerden kaçmaması gereken bir başka sanat olayı.

Sanatçının yeni sergisinde renkli balık figürleri öne çıkıyor.

Eserlerinde genellikle "Bellek, mekan ve zaman" kavramlarına vurgu yapan sanatçı, bu kez su, balık ve hafıza imgeleriyle örülü bir evren kuruyor. Balık figürü, burada yalnızca bir görsel unsur değil; hafızanın kırılgan ama ısrarcı doğasına dair bir metafor... Serginin, suyla bu kadar iç içe bir mekanda açılmış olması da tematik anlamı güçlendiren bir bütünlük yaratıyor.

Kaymak'ın sergisi 18 Ocak 2026'ya kadar gezilebilir.

EDEBİYATIN ÇAĞRISI...

Sanat dünyası böylesine hareketliyken, edebiyat da ondan geri kalmıyor.

Aynı gün iki dostun kitabı geçti elime; ikisini de çantama koyup fırsat buldukça, metroda ya da bir kahve molasında okumaya koyuldum.

Eskiden toplu taşıma araçlarında kitap okuyan birini görenler, merakla eğilip bakardı: "Acaba ne okuyor" diye. Şimdi ise gözünü telefondan kaldırıp etrafına bakan insan sayısı bile azaldı.

Neyse...

İlk kitap, İbrahim Zahid Altay