Sanat susarsa insanlık susar
Bosna Hersek'in efsane lideri, devlet adamı ve düşünür Aliya İzzetbegoviç'in sözüdür: Sanat susarsa insanlık susar.
İnsanlık namına ne korkunç bir trajedi ki dünya iki yıldır göz göre göre gerçekleşen bir soykırımı seyrediyor.
İsrail, insanlıktan yoksun, barbarlaşmış bir devlet olarak büyük bir mezalim sergiliyor: İnsanları diri diri yakarak, aç bırakarak, katlederek, soyunu kurutarak...
Devlet değil, sanki bütün kötülüklerin mayalanıp kabarmış hali... Ama biliyoruz ki ABD olmadan nefes dahi alamayacak koflukta bir maya bu. Küçük şeytan buradaysa büyüğü orada...
Kimseyi şeytanlaştırmak istemeyiz ama yaşananlar ortada... Bütün bunlar ancak şeytani bir ruh haliyle yapılabilir.
İçinden geçtiğimiz günler insanda ne neş'e ne de insanlığa dair bir umut bırakıyor.
Omuzlar düşmüş yaşıyoruz.
Ama yine de umutsuzluk bize yakışmaz deyip silkiniyoruz.
Gecenin en karanlık anı, aydınlığa en yakın olan an olduğuna göre etrafımızdaki küçücük ışık huzmesi bile bazen insana tutunacak dal oluyor.
"Yerden Göğe İnsan" sloganıyla hayata geçirilen AYA Sanat ve Düşünce Vakfı'nın açılışı da insana böyle bir umut aşılıyor.
Üsküdar'da açılan vakfın kurucularından şair A. Ali Ural, kültürel kaynaklarımıza dönmeden, kendimizle yeniden tanışmadan etrafımıza aydınlık yayamayacağımızı dile getiriyor.
İnsan yıkıldığı yerden ayağa kalkabilir.
"Osman Gazi" diyor Ali Ural, "Bir otağdan bir cihan imparatorluğu tesis etti. Biz de etrafını aydınlatan bir kültür otağı kurma niyetiyle yola çıktık."
Aya Sanat ve Düşünce Vakıf'nın simgesi de bir otağ şeklinde tasarlanmış.
Dileğimiz odur ki o otağ kültürle ilgili mevzuların konuşulduğu, tartışıldığı bir platform; Türk-İslam medeniyetini oluşturan kaynaklarla ilgili çalışmaların yeşerdiği bir irfan ocağı olsun.
Unutulmamalı ki vakfın kurucularından Dr. Ramazan Arıtürk'ün vurguladığı üzere "başka kültürlerin altında yaşayan insanların kendi güneşleri ve ayları olmaz."