Muhalefet komisyoncuları

Sağda solda, çeşitli sanat etkinliklerinde karşılaştığımız sanatçı arkadaşlar kendi aralarında konuşurken ister istemez kulak misafiri oluyoruz.Daha iki hafta önce, Malatya'da İnönü Üniversitesi Kısa Film Festivali'nde jüri üyesi olan bir oyuncumuz (adı lazım değil, çünkü ondan çok var) durduk yere ortaya laf atıyor: Sizce bunlar Atatürk Havalimanı'nı millet bahçesi yapar mıSoruyu soruyor ama kimsenin konuşmasına fırsat bile vermeden, kendi sorusuna yine kendi yapıştırıyor cevabı: Bu betonculardan böyle bir şey beklemek hayal!Bunu hep yapıyorlar ve hep yanılıyorlar.Daha 'azılı' oldukları zamanlar da oldu aslında; Recep Tayyip Erdoğan 1994'te İstanbul Belediye Başkanı seçilir seçilmez, İBB Şehir Tiyatroları'ndaki sanatçılar yangında tutuşmuşçasına feveran edip 'Yobazlar tiyatrodan içeri giremez' diye haykırıp kendi kendilerine gelin güvey oluyorlardı, Gencay Gürün'ün Genel Sanat Yönetmenliği'nde...Senelerden beri 'Ben böyle düşünüyorsam böyle olmalı' saçmalığından bir türlü vazgeçmeyenler, muhafazakar kesime çatmak için, Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu, Emek Sineması, Gezi Kalkışması, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) gibi bahanelerle cıngar çıkardılar.Her seferinde de, kerameti kendiden menkul kehanetlerinde yanılıp, öfkelerinde boğuldular.Bugün eskisinden daha işlevsel, yepyeni, pırıl pırıl bir AKM var, eskisinden daha büyük ve ferah Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu var, Emek Sineması var.Aynı şekilde, Atatürk Havalimanı'nı Millet Bahçesi'ne dönüştürecek proje de önceki gün açıklandı.Böylece, 'Betonculardan böyle bir şey beklemek hayal olur!' diyen oyuncumuz da müjdesini almış oluyor: hayal bile edemediği şey gerçekleşiyor.İlk etabının Mayıs 2023'te açılması planlanan Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi dünyanın en büyük 5'inci şehir parkı olacak.Bir kesimi 'beton' ile anmak isteyenler, takım tutar gibi ideolojik veya 'hayat tarzı' penceresinden dünyaya baktıkları için 'mermer kafa' olmaktan da kurtulamıyorlar.İçlerinde bazıları da var ki, yemekhanede çalışan 'köylü' anasından utandığı için etrafına yalan söyleyen Hababam Sınıfı filmindeki genç kızın halini hatırlatıyor.Oysa tedirginliği boşuna; samimi olabilse, kendini riya kafesine tıkmasa, kimse onu reddetmeyecek.Seneler evvel, ünlü bir solcu yazarımız samimi bir itirafta bulunmuştu.Yaşadıklarını bana şöyle anlatmıştı: